|
|
Bunlar yarışmacı mı, dekor mu?
Popstar yarışmasında çok üzüldüğüm bir aday var. Adı Metin. Onu daha önce de bazı yarışmaların elemelerinde izlemiştim. Allah vergisi, harika bir sesi var. Moda deyimle, şarkıları ağlatıyor. Ama yüce Yaradan sesini bezerken, görüntüsünü azıcık ihmal etmiş. Tabii ki hikmetinden sual olunmaz. Mutlaka vardır bir bildiği. Ama nasıl desem, bizim Metin öyle kızların peşinden koşacağı, çığlık çığlığa kendilerini önüne atacakları bir kardeşimiz değil. Popstar'ın jüri üyeleri Metin'e puan verirken büyük sıkıntı yaşıyorlar. Hepsinin ortak fikri, Metin'in güzel bir sese sahip olduğu ama bu görüntüsüyle asla bir popstar olamayacağı yönünde. Hatta bir keresinde Bülent Ersoy, "Bunun sesi Anıl'da olsa, yer yerinden oynar, kıyamet kopardı vallahi" demişti. Armağan Çağlayan da neredeyse her hafta Metin'in fantezi müzik dalında başarılı olabileceğini ama asla bir popstar olarak üne kavuşamayacağını ısrarla vurguluyor. Ben Metin'in adına üzülüyorum. O hissettirmiyor ama eminim içten içe kendini yiyip, bitiriyordur. Şimdi sözüm, jüri üyelerine: Sizler aynı zamanda Seçici Kurul'un da üyeleri değil miydiniz? Bu kardeşimizde madem popstar ışığı yok, niye alıp da yarışmaya soktunuz? Her hafta karşınıza alıp, "Bu görüntünle senden popstar filan olmaz" demek için mi? Bu büyük bir yanlış, hatta fena halde günah. Tabii eğer Metin'i bu yarışmaya 'karakter' olarak dahil etmediyseniz. "Karakter"den kastım şu: Hani diziler hazırlanırken, karakterler oluşturulurken, senaristler "Şu, Etiler'deki izleyici için, şunu Zeytinburnu'ndakiler için koyalım, bu da büyük kentte yaşayan Anadolu kökenlileri cezbetsin" diye bir kurmaca yaparlar ya, sanırım Metin de varoş izleyicilerine sallandırılan bir olta olarak kullanılmış. Adaylar seçilirken, müzikal ve görsel değerlendirmeler önde olmalı. Casting yapılmamalı. Zira o gariban gençler, bu yarışmaları hayatlarının dönüm noktası olarak görüyor, umut besliyor, hayal kuruyorlar. Onlara dekor muamelesi yapmaya kimsenin hakkı yok!
|