| |
|
|
Van'daki Polis!..
VAN Milletvekili Yekta Haydaroğlu'ndan bir açıklama aldım. Fevkalade kibar bir ifade ile, olayı kendi açısından anlatıyor.. Olay, Van'daki.. Milletvekili yakını, yasak yere park edince karakola götürülmüş, vekilin telefonuna rağmen anında serbest bırakılmayınca, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun yarım saat içindeki yıldırım emri ile sürülmüştü. Haydaroğlu kendi versiyonu olan öyküyü uzun uzun, ayrıntıları ile anlatmış. Dedikleri tamamen doğru olabilir, gazete haberleri ve karşı taraf tam tersini söylerken.. Bunlar beni ilgilendirmiyor. Çünkü ben yargıç değilim. Meselenin en önemli noktası da bu.. Ortada tam yargıçlık durum var. Oturulacak, taraflar, şahitler dinlenecek, kurallara, yasalara, yönetmeliklere bakılacak ve karar verilecek. Ancak o zaman karar verilecek ki, kamu vicdanı rahatsız olmasın, bu ülkenin çok saygın olması gereken Polis Kurumu üzerine kara gölgeler düşmesin, bu kurumda, tarafsız olma ilkesi ile görev yapan kişiler "Sen benim kim olduğumu biliyor musun" diyenlerden korkmasınlar.. İçişleri Bakanı'nın yaptığı bu değil oysa.. Van Milletvekili kendisini arar aramaz, karşı tarafı dinlemeden, savunma bile almadan, kendi adamını, kendi polisi harcayıveriyor. Neden?. Van Milletvekili Haydaroğlu, bir haksızlığa uğramış ise, neden birinci amir Van Emniyet Müdürü'nü aramıyor, kendisine hakaret edilmişse, mahkemeye gitmiyor da, doğrudan Ankara'yı, İçişleri Bakanı'nı arıyor?. Neden?.. Neden?.. Sorgusuz sualsiz, savunmasız, bir milletvekili telefonu ile bir Emniyet Amiri'nin anında sürülmesi, polislik mesleğini fena halde yaralayan ve aşağılayan bir tutumdur ve bu tutumun savunması yoktur. Hoş görülemez.. Ama ne yazık ki, benim balık hafızalı medyam, hele ortada iktidar aleyhinde bir durum varsa, polisin böylesine ezilmesini anında unutur.. Aksu, Türk polisini, AKP Milletvekilleri ve yerel yöneticileri önünde eğilmeye mahkum etmiştir. Kimse aksini iddia etmesin.
|