|
|
Bu bir ekonomi yazısıdır!
Yatırım konusundaki makus talihim peşimi bu defa da bırakmadı! Daha önce bir kere yazmıştım: "Köşeyi dönmek isteyen benim ekonomik seçimlerimi, paramı nereye yatırdığımı takip eder ve hemen tam aksini yapar" diye! Ben dolara mı yatırım yapıyorum? Bilin ki Amerikan ekonomisi tarihinin en acılı günleriyle karşılaşacak, dolar dramatik biçimde düşecektir! Haddim olmayarak borsada bir şirkete yatırım mı yaptım, o şirket geleceğinden endişe etsin! Dolarlarımı bozup mevduat faizine mi girdim? Bilin ki dolar füze gibi yükselecektir birkaç gün içinde! Hatta son olaylardan az önce, doların sebebi anlaşılamayan biçimde artmasının ve borsanın düşmesinin nedeni de ben olabilirim diye düşünüyorum! Zira iki gün önce var olan bütün dolarlarımı bozup nedense, sanki çok anlarmışım gibi borsaya girmiştim!
MURAT SERTEL'İN RUHU BANA GÜLÜYOR! Teorim, ünlü ekonomist Murat Sertel'in ruhunun benimle dalga geçtiğidir! Dünyanın da çok iyi tanıdığı, teorileriyle ünlü, çok değerli bir bilimadamıdır Murat Sertel. Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli ekonomistlerdendir. 90'lı yıllardır. Kendisi Boğaziçi'nde ders vermektedir, benim de hocamdır, ve "Ekonomi bölümü geçilmez, 6 yıldan önce bitirilmez" Boğaziçili atasözünün de ana sebebidir! Boğaziçi'nde 3. yıl "Matematiksel Ekonomi" dersini Murat Sertel verir. Ders çok büyük bir salonda yapılır. Sınıfın dörtte biri 3. sınıf öğrencilerinden, geri kalanı ise dersten çakmışlardan oluşur! Sadece 4. sınıf öğrencileri, bölümdeki 5., 6., 7., 8., şeref yılını yaşayanlar değil, 30'lu yaşlarına gelmiş işadamları, iş kadınları, takım elbiseleri, döpiyesleriyle, hala Sertel'in dersinden geçmeye çalışmaktadırlar! Bu derste yüz üzerinden 70, 80 alınmaz! En yüksek not yüz üzerinden 56 olur mesela, ve genellikle dersi "seçmeli olarak" almış elektronik mühendisliğinin dahi çocuklarından biri, veya matematik bölümünün master öğrencilerinden biri alır bu notu! 56, en yüksek not kabul edilir, bir eğri hazırlanır, ve mesela 17 almış birisi dersten C ile geçer! Ders kitabı yoktur! Ders notu da yoktur! Murat Sertel derse gelip, örneğin Londra'daki en iyi Hint restoranlarıyla ilgili birşeyler anlatır, kolasını içer, sonra restoranlar aniden bir "Seçme Teorisi"ne dönüşür, matematikleşir, karışır, "Oyun Teorisi"ne bulaşılır, içinden çıkılmaz hale gelir! Akıl yürütme, teoriler, satır aralarını okuma ve matematiği bir potada eritip, hepsini yerinde kullanmayı gerektiren ders, aklı "Geleneksel Bahar Partisi"nde olan 3. sınıflar için çok fazladır! Sertel, derslerde bağırış çağırış, tartışma ve geyik muhabbetinin eksik olmadığı bir okulda, yandakinden kalem isteyene fırça atar, camları bir açtırır, bir kapattırır! Sonra ümitsizce birbirine bakan, ve ne olduğunu anlamaya çalışan bir sürü insanı kıs kıs gülerek orada bırakıp gider! Kendisinden başka gülümseyen bir iki kişi vardır, matematik bölümünün master öğrencileri!
EKONOMİYİ ÇÖZDÜM, BİTİRDİM! Sertel bu dersin ilk sınavına gelir! Soru kağıdı yoktur! "Hayal edin kiii...." diye soruları yazdırmaya başlar! Yüzelli kişilik sınıf titreyerek not alır! Sonuç: Matematik bölümünde master yapan çocuk 56 alır, bendeniz ise 44! Sınıfın en yüksek notları! Herkes şaşırır, ama en çok da ben! Kağıtları almaya Sertel'in odasına gideriz. "Gülse kim?" der! O dönemdeki kendimi rock'çı zanneden havalarım, kızıl saçlarım ve deri pantolonumla, şımarık şımarık, sırıtarak ve salına salına "Beeen" diye ortaya çıkarım! Dikkatle yüzüme bakar! Bir arkadaşım "Hocam çok zordu" derken, ben, sınıf ikinciliğinin ukalalığıyla "Yoo, ekonomi bir bilimdir, matematik işte, sebep sonuç, formüller, zor olan birşey yok, prensibi anladıktan sonra.." falan diye uzuun bir ekonomi nutuğuna girişirim! Hayatını ekonomiyi çözmeye adamış olan Sertel, herşeyi bir vize sınavanda 44 alarak çözmüş bu rock'çı kız bozuntusuna sırıtır, hiçbirşey demez! Birkaç gün sonra, bir gece kendisini Hayal Kahvesi'nde görür, laubali bir selam veririm! Uzun uzun bakar! Dersleri serer, üstün zekama güvenerek, o saatlerin çoğunu kantinde muhabbet ederek veya Aktüel dergisindeki çalışmalarıma ayırarak geçiririm! İkinci vize, Gülse yüz üzerinden 12 alır! Finalde ise yüz üzerinden 0 alan 50 kişinin arasına başarıyla girer! Ve dersten çakar! Gelecek yıl, bir daha çakar! Üniversite uzar! Üniversitenin "5. yılında", bölüm, Sertel'in dersinin seçmeli bir master dersi olmasına karar verir. "Matematiksel Ekonomi" başka bir hoca tarafından ders notlarıyla, basitleştirilmiş şekliyle verilir, Gülse nihayet mezun olur! Bir daha ekonomiye bulaşmayacağını ve ekonomi için "Bilim işte, matematik, sebepler sonuçlar" dememeye yemin ederek! Yıllar geçer, bir gün o büyük bilim adamını kaybederiz! Gazatecilik, oyunculuk, senaristlik derken, ekonomi hala peşimi bırakmaz! Londra'daki Hint restoranlarına "Seçme Teorisi"nin karışması gibi, maalesef hayatın her alanında peşimizdedir! Sertel'in ruhu, hala ukalalığımla, lüzumsuz kendime güvenimle ve ekonominin "sebebi sonucu kestirilebilir bir bilim olduğu" inancımla dalga geçmektedir! Gülse dolar alır, dolar düşer, hisse senedi alır, borsa düşer dolar çıkar! Ve Murat Sertel, bize yukarıda bir yerden, kolasını içerek kıs kıs güler!
|