Örgütün kimliği
Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze töreni için İçişleri Bakanlığı önündeyiz. Meclis'in önünde toplanmış ellerinde Türk Bayrağı ve Atatürk posterleri olanlar, Danıştay'a yapılan saldırıyı kınayan sloganlar atıyor. Bakanlar ve milletvekilleri tören için gelmeye başladığında sloganlar değişiyor. Hükümete ağır ithamlar içeren hale dönüşüyor. Başbakan yardımcıları Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener diğer kabine üyesi arkadaşları tören için en ön sırada yer alıyor. Sloganların kurşun etkisi yaptığı bakan ve milletvekillerinin yüzlerinden okunuyor; suratlar asılıyor, gözler yerden kalkmıyor.
Gerilimin adresi İçişleri'ndeki tören bittikten sonra Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz ile birlikte ikinci törenin yapılacağı Danıştay'a doğru yürüyoruz. Kızılay'da üç türbanlı genç kız yürüyor. Aralarında bir şeyler konuşup kahkaha atmaya başlıyor. Yoldan geçen yaşlı kadın, bir anda dönüp tepki gösteriyor: "Cenazeye saygı gösterin... Utanmıyor musunuz?" Kızlar şaşırıyor, "Biz aramızda bir şey konuşuyorduk. Sana mı gülüyoruz" diyorlar. Yaşlı kadının tepkisi artıyor, kızların üzerine yürüyor. Emniyet Müdürü Yılmaz, koşar adım türbanlı kızlar ve yaşlı kadının arasına giriyor. Önce kadına sarılıyor, "Teyzeciğim, halk gerilim istemiyor" diyor. Türbanlı kızları ise metro istasyonuna doğru yönlendiriyor. Yaşlı kadın Emniyet Müdürü'nü tanıyor: "Müdür Bey, cenazeye saygı diye bir şey var?" Yılmaz, yaşlı kadına sarılıp birlikte birkaç adım atıyor, "Haydi gelin, gerilime bizler fırsat vermeyelim" diyerek sakinleştiriyor. Danıştay'ın önü de, Kocatepe Camii de tıklım tıklım. Yoldan geçenler, cenaze törenlerine katılıyor, ayrım gözetmeden siyasilere tepki gösteriyor, askeri alkışlıyor.
Çapulcu örgütlenme Kızılay'daki gerilimi Emniyet Müdürü önlemiş olsa da Danıştay'a saldırıyı organize edenlerin kişinin emeline ulaştığı görülüyor. Peki bu hain saldırıyı yapan kişiler kim? Hemen belirtelim, tetikçi Alparslan Arslan'ın da içinde bulunduğu küçük bir örgüt... Ancak bugüne kadar adı çok duyulmuş değil. Geçmişlerinde dinci terör örgütleri ile bağları olmuş; aşırı milliyetçi duruşları olan; İstanbul başta olmak üzere mafya türü işlere karışmış; tehditle haraç toplamış; 10 kadar kişiden oluşan küçük bir örgütlenme. Örneğin gözaltına alınanlar arasında yer alan ve tetikçi Arslan ile birlikte olayı tertiplediği varsayılan Osman Yıldırım'ın gasp, yaralama, haraç toplama gibi suçlardan dosyası oldukça kalabalık. İlk başta üzerlerindeki telefonundan yola çıkılarak örgütün içinde yer aldığı varsayılan işadamı M.A. ile bağlantıları da bu çerçevede. Yani işadamının telefonunu gasp edip, kullanmaya başlamışlar. İkisi otomobilde üç tabancası olan katil Arslan'ın silah kullanış yöntemi, soğuk kanlı davranışı ve konuşma üslubuna bakıldığında, silahlı eğitim aldığı anlaşılıyor. Yurtdışı bağlantıları ise şu aşamada gözükmüyor. "Türban yasağı nedeniyle" kanlı eylemi gerçekleştirdiklerini de gizlemiyorlar. Kanlı amacına ulaşan çapulcu örgütün özelliği böyle. Kamuya sıktıkları kurşunun, gittiği adres ise başta toplumsal huzur olmak üzere, türban oldu... Bundan böyle, kimse türban konusunu tartışmaya açamaz. Cumhurbaşkanı ve yargı organlarının başkanlarının dün yaptığı açıklamalar ve cenaze törenlerindeki tepkilere bakıldığında ise şunu söyleyebiliriz: Hükümet dün cenaze törenindeki tavrını sürdürüp yatıştırıcı olmaya gayret eder veya gerilimin önünü alamaz.
|