|
|
Nerede mermi taşıyan kadınlar?
DANIŞTAY üyelerine menfur saldırının gerçekleştiği gün, haber kanalları dışında yayınını kesip, olayı dakika dakika duyuran kanal, atv oldu. Bu duyarlılığı ve 'haberci refleksiyle' izleyicilerden olumlu puan aldı. Dün ise saldırıda yaşamını yitiren hakim Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze töreni vardı. Aslında cenaze töreninden de öte, 'sessiz çoğunluğun, sessiz çığlığı' niteliğindeydi. Bekledim ki tüm kanallar ortak yayına geçsin, Türkiye tarihinin bu en önemli kilometre taşının dikildiği özel günü, tüm televizyonlar detaylarıyla aktarsın. Ama bir yanda Anıtkabir'deki tören devam ederken öte yanda dört büyük kanalda Ahu'lu, Banu'lu, şarkılı türkülü eğlence programları son sürat devam ediyordu. Telefonlarım susmak bilmedi. İnsanlar isyandaydı. "Hiç olmazsa böyle bir günde daha ağır başlı olunmalı" diye haykırıyorlardı. Haklıydılar. Bu ülkenin kadınları, bundan 85 yıl önce 'Cumhuriyet'e erişmek için sırtlarında mermi taşımış, cephede vuruşan erlerine su vermek için göğüslerine kurşun yemişlerdi. Şimdi yeniden Cumhuriyet'e, özgürlüğe, adalete kastedilirken, bu ülkenin kadınlarının eline simli mendil tutuşturup, göbek attırmanın yeri miydi?
|