|
|
Turist gelmez ha!
En son ne zaman bir hayvanla sevgi alışverişinde bulundunuz? Ne bileyim, örneğin, sokak kedisine "Pisi pisi" demişliğiniz var mıdır yakınlarda. Evinde kedi köpek besleyenlerden bahsetmiyorum, sözüm size değil. Darıca Hayvanat Bahçesi'nin sahibi Faruk Yalçın ile konuşuyoruz. "Çok umutsuzum, çok" diyor. "Allahtan yeni nesil yetişiyor. Yoksa şimdiki büyüklerin hayvan sevgisine sahip olmaları pek de mümkün değil." Üniversiteden yeni mezun gençler geliyormuş hayvanları görmeye. Kimi demir çubuklarla vahşi hayvanları dürtmüş, kimi taş atıp yavru bir timsahı öldürmüş. Şimdi sıkı durun. Bazı ziyaretçiler yanlarında zehirli yiyecek getirip maymunlara atmış. Kaç maymun telef olmuş. Korku filmi gibi değil mi? Bir insan bir canlıya neden zarar verir? Bilerek isteyerek, dünyanın mucizesi olan bir canlının canını niye yakar? Cevabını bilmiyorum. Ama Faruk Yalçın'ın da dediği gibi yetişen yeni nesilden bu nefreti atmanın yolunu biliyorum. Her gün gazetelerde liselerdeki şiddeti okuyoruz. Kimse kusura bakmasın ama ben hayvan, dolayısıyla canlı sevmeyen bir toplumun uzantısı olarak görüyorum olan biteni. Küçük bir çocuk düşünün. Minnacık bir kedi yavrusuyla ilgilense onu yedirse, içirse, gelişimini izlese, beraber oyunlar oynasa, birlikte büyüse. Siz o çocuğun, mahalledeki yaşıtlarına katılıp bir kedinin kuyruğuna teneke bağlayacağına inanır mısınız? O çocuğun ödü patlamaz mı bunca emek verdiği, sevdiği, her şeyini paylaştığı bir canlının zarar görmesinden... Sevgiyle büyütmek diyoruz ya... İnanın bazen ailelerin çocuklarına göstermedikleri sevgiyi, şefkati, bir köpek, bir kedi, bir balık, bir kuş verebilir.
*** Yer: Marmara Adası. Tarih: 1978 5 yaşında bir kız çocuğu tek başına sahilde oynuyor.Oyununa öylesine dalmış ki, poposuna değen dalgaları birinin attığı su sanarak arkaya doğru sesleniyor. "Yapmaaaa"!.. Kovasını kumla doldurup, içine biraz da su katıyor, kürekle üzerini düzlerken yüzündeki gülümseme, işini ne kadar ciddi yaptığının göstergesi adeta. Dalga bu, rahat durur mu? Sarı fırfırlı mayolu popo büyük uğraşlarla eğilip kalktıkça dalga oyununu oynuyor. Soğuk sular miniği tekrar rahatsız ediyor. Küçük kız, büyük bir kızgınlıkla arkasına dönüp "Yapmaaaa dedim" diye bağırırken olan oluyor. Dengesini bir anda kaybedip ayak bileğini geçmeyen sulara gömülüyor. Hem ıslandığı hem de suçluyu bulamadığı için ağlamaya başlayan miniğin imdadına biri yetişiyor. Mayosundan tutup kuru yere çekilen minik, içini çeke çeke ağlıyor ve kendini soğuk sudan kurtarana sarılıp uzun süre öyle kalıyor. 5 yaşındaki bendim. Beni suyla oynarken uzaktan kontrol edip, ağlamaya başladığım anda yanıma koşan ise boyumdan büyük bir av köpeğiydi. İsmi Çan'dı. Saatlerce deniz kıyısında oynardım. Çan beni rahatsız etmeyecek uzaklıkta oturup, gözlerini ayırmadan bakardı. Ne zaman ki denize adım atsam, o heybetli hayvan, ayağa kalkıp, olduğu yerden tek bir "Hav" çekerdi. Nasıl korkardım anlatamam. Hem sever hem de çekinirdim. Hem arkadaşım... Hem babam gibiydi. Bizim aile oturdukları yerden Çan'- ı ve beni filme çekerlerdi. Öldüğünü söylemediler bana. Babam bir çobanın yanına verdiğini, orada kırlarda bayırlarda koştuğunu anlattı. İnandım. Bugün herkese gülen gözlerle bakmamı sağlayan Çan'dır. Sevmesini öğretti bana. Sarılmayı. Karşı tarafa ne yaparsanız yapın, sevginin bitmeyeceğini, güveni.
*** Fazla iyimserim Sevgi her şeyi halleder diye düşünüyorum. Gülümseyerek başlamak lazım. Ne nefret kalır, ne şiddet... İşte bu yüzden yine işi dönüp dolaşıp annelere geliyor. Hani uçaktaki anons gibi. Tehlike anında, önce kendi maskenizi, ardından çocuğunuzun maskesini takın. Yani önce kendinizi sağlama alın, ardından çocuğunuzu. İşte bu yüzden anneler diyorum. Çocuklarınızı hayvanlarla tanıştırın. Canlılarla sevgi alışverişinde bulunmalarını sağlayın. İmkanınız varsa eve alın, yoksa mahallenin kedisini beslemesine izin verin. Darıca Hayvanat Bahçesi'ne götürün. Mecidiyeköy'den servisleri kalkıyor. Çocuğunuza sevmeyi öğretin. Kendisinden başkasını sevmeyi. Not: 12 Nisan'da Ankara'da bir yürüyüş var. İşkence edilip öldürülen köpekler için hayvanseverlerin düzenlediği bir protesto bu. Uluslararası Hayvan Hakları Örgütleri'nin de katılacağı bu yürüyüş öncesi bakın yabancı dernekler ne açıklama yapmış. "Köpek katliamlarını durdurun yoksa turist gelmez." Ne kadar acı verici değil mi? Adamlar öylesine üçüncü dünya ülkesi gibi görüyorlar ki bizi, her şeyi paraya bağlayarak çözmeye çalışıyorlar. Haklı tarafları yok değil tabii. Ama katliamı "Turist gelmeyecek" diye değil, olması gerektiği için durduralım.
|