Küresel vicdan ya da çocuklar neden ölür?
Gazeteler "Yazılacak tarihin ilk müsveddesidir" derler... Bu kadar derin bir bilinçle olmasa bile, en azından yaşadığımız zaman kesitinden ve bulunduğumuz çevreden "haberdar" olmak açısından gazete okumayı mühimserim... Tabii "bulunduğumuz çevre" nin tanımı bireyin duyargalarına göre değişir... Bu, köy de olabilir yerküre de... Hiç gazete okumayan ile gazete okuyan arasında, dikkat etmeyenin farkına varamayacağı büyük farklar ortaya çıkar... Doğrusu, okuyanların okumayanlara göre yaşam tarafından daha fazla ödüllendirileceğine hep inanırım.
*** Bir de tabii, medyanın öne çıkardıkları ile "sizin manşetleriniz" arasında fark olabiliyor. Örneğin, ben bu yazıyı yazmaya oturduğumda, gazetelerde, Şemdinli'nin "bomba sanığı" manşetlerdeydi... Halbuki Org. Hilmi Özkök'ün "şartlanmaların zincirini kırmak" için ihtiyaç duyulan "aykırı" fikirler konusundaki sözleri bugüne kadar hiçbir askeri yetkilinin telaffuz etmediği sözlerdi... İlla ki bir asker manşet yapılacaksa, Org. Özkök'ün sözleri "bomba sanığı" bir astsubaydan, benim açımdan, çok daha önemliydi... Ama bir de, yeryüzünü ayağa kaldırıp da bizde hiç iplenmeyenler var...
*** Bu kadar uzun girişten sonra, lafı dünyadaki "su sorununa" getirmek istiyorum... Dünya basını, epeydir 16 Mart'ta başlayıp 22 Mart'ta bitecek olan, Meksika'daki 4. Dünya Su Forumu toplantılarıyla ilgili... Bu neden bu kadar önemli? Çünkü dünyada çok ciddi bir su sorunu var ve bir milyar insan bir bardak sudan bile mahrum... Gene 2.6 milyar insan da suya sahip ama bunun kullanımı için gerekli su tertibatından yoksun... Altı milyar insanın yaşadığı bu dünyada, sağlıklı bir bardak suya hasret bir milyar kişinin olduğunu düşünmek insanın kanını donduruyor... Ama felaket bu kadarla da kalmıyor...
*** Su meselesinin beni daha da derinden yaralayan çok daha korkunç bir sonucu var... Her yıl, sağlıklı suya ulaşamadığı için sekiz milyon insan ölüyor... Yaşamın ana kaynağını oluşturan sağlıklı su olmayınca, kirli ve durgun sulardan bu ihtiyacı gidermek, kolera, diare ve tifo olarak geri dönüyor. Ve bu hastalıklar en çok beş yaşından küçük çocukları öldürüyor... Her yıl ölen sekiz milyon insanın yarısı, beş yaşından küçük çocuklar... Su olmadığı için, ölen çoğu minicik çocuklar olan, sekiz milyon insan...
*** Meksika'daki konferans 2015 yılına kadar, sudan mahrum yaşayan insanların sayısını yarı yarıya azaltmayı amaçlıyor... Bir kilometrelik bir alanda yirmi kilo suya sahip olmak, en büyük hedef... Aslında bu çözülmeyecek bir sorun değil ama bu bir para meselesi... Şu anda kalkınmaya harcanan kaynaklar dört milyar euro, bunun iki katına çıkarılması gerek... İnsanı yaşatmayı hedefleyen bir paranın ortaya konmam a s ı bana bu "küresel vicdan" işini düşündürüyor. Bebekleri bu kadar soğukkanlılıkla öldürebilen bir anlayış olabilir mi? Olabilirse, küresel bir vicdan nasıl sağlanacak?
*** Su haberlerini, hafızamdaki bir resimle birlikte okuyup duruyorum... Yoksulun yoksulu Kamboçya'da insanlar ev diye benimsedikleri kerevetlerin üzerinde ışıksız, susuz yaşıyorlar. Bir parktaki fıskiyede yıkanıp, elbiseleri yıkayan yoksul bir grubun görüntüsü hiç aklımdan gitmiyor... Halbuki onlar ölen çocuklarla kıyaslandıklarında şanslı sayılanlar... Mehmet Altan kanatlı karınca
|