|
'Gı, bu ne?' Olmuş kabune
|
|
Öyküye göre gelin kaynanasıyla gezmeye gitmiş. Akşam eve döndüklerinde evin beyleri gelmiş, sofraya oturmayı beklerlermiş. Gelin, "Ben hemen bir şeyler hazırlarım" deyip mutfağa geçmiş. Bir gün önceden kalmış nohutlu haşlama etin içine soğan doğramış, içine pirinçleri ilave ederek bir pilav yapıvermiş. Sofrada tencerenin kapağını açan kaynana Isparta ağzı ile gelinine dönüp, "Gı! Bu ne?" diye sormuş. "Kız, bu ne?" sorusu yemeğin adını önce "gabune"ye sonra da bugünkü kullanılış biçimiyle "kabune"ye dönüştürmüş. Bugün bu yemek ilk versiyonundaki kadar basit değil. Oldukça komplike bir pişirme biçimi olan, çok lezzetli ve besleyici bir tür etli pilav. Öte yanda, ülkemizin pek çok yerinde birbirinden farklı keşkek yemekleri yapılır. Genellikle de keşkek bir şölen, düğün, özel gün yemeğidir. Bu bağlamda Isparta'nın Yalvaç ilçesinde çok farklı bir keşkek uygulaması var. Pastırma dedikleri ama aslında tuzlanarak kurutulmuş kaburga eti, nohut, dövülmüş buğday birlikte toprak çömlekler içinde pişiriliyor. Yani genel uygulamada olduğu gibi, buğday etle birlikte dövülerek macun haline getirilmeyip, malzeme olduğu gibi pişiriliyor. Genelde ailenin bir arada pazar sabahları birlikte yaptıkları kahvaltıda yeniyor. Toprak çömleğe doldurulan malzeme cumartesi akşamından mahalle fırınına veriliyor. Sabaha kadar pişen yemek, ailenin kahvaltı sofrasına yetiştiriliyor.
|