Tek göz evde altı kardeş
- Bugünlere yoksulluktan geldiğiniz söylenir... - Altı çocuklu bir ailenin evladıyım. Bir tas çorba ortaya konur, altı çocuk, anne ve baba o bir tas çorbaya baş koyardık. Yer sofrasında oturuyorduk o yıllarda... Ve çorbamızı aynı tastan kaşıklıyorduk...
- Nasıl bir ev, nasıl bir yaşam? - Evimiz bir odalıydı. Anne, baba ve çocuklar, hepimiz o odada yatardık. Olmayınca yapacak bir şey yok!
- Peki dünyayı dize getiren Hamza Yerlikaya'da ukde kalan bir çocukluk arzusu yok mudur? - Geçim sıkıntısından bir şey isteyecek halim yoktu. Ancak dışarı çıktığımız zaman, diğer çocuklar bisiklete binerdi... Tabii bizim bisikletimiz yoktu. Ben, hep bir bisikletim olsun isterdim. Aslına bakarsan, ayağında ayakkabın yok, bisikletin nasıl olsun!..
|