|
|
|
|
Doğa Rutkay Megoloman ve narsistim
Başarıları ve agresif yapısıyla her zaman gündemde kalan Doğa Rutkay, hayatının bilinmeyen yönlerini Bazaar Dergisi'ne açıkladı: Ben babam gibi illa 'Sakıncalı Piyade'de oynanayım demiyorum.
Doğa Rutkay... Onu önce ünlü sanatçı Rutkay Aziz'in kızı olarak tanıdık. Kolaya kaçıp, babasının isminin gölgesi altında ömür boyu mutlu bir şekilde yaşama şansı vardı. Ne de olsa o, doğuştan ünlü olanlardandı. Ancak Doğa bunu yapmadı. Kendi azmi ve yeteneğiyle, önce eğitimini aldığı tiyatro dünyasının, ardından da televizyon ve sinemanın kapılarını araladı. Henüz 20'li yaşlarında olmasına rağmen büyük işlere ve başarılara imza attı.
ANKARALI OLMAMA GÜVENİYORUM Doğa Rutkay yalnızca mesleki başarılarıyla değil, hırçınlığı ve kendine olan güveniyle de adından sık bahsettiren biri. Çocukluğu babasının işlerinden dolayı Ankara'da geçen Doğa, dürüst, donanımlı ve cesur oluşunu Ankaralı olmasına bağlıyor. Genç oyuncu, "Geçenlerde, Reha Muhtarla tanıştım. O da Ankaralı'ymış. Bana sarıldı ve 'Eğer Ankaralılığınıza sığınırsanız size hiçbir şey olmaz ama İstanbullulaşırsanız sizden hiçbir şey olmaz' dedi. Bu söze sonuna kadar katılıyorum" diyor. Sevgilisi Şahan Gökbakar ile birlikte çevirdiği 'Gen' adlı ilk sinema filminin kendisine çok şey kattığını söyleyen Doğa Rutkay, hayatını şekillendiren kavramlarla çocukluğundan aklında kalanları ve hayata bakış açısını kendi cümleleriyle anlattı... * Neredeyse tüm çocukluğumu Ankara Sanat Tiyatrosu'nda geçirdim. O yıllarda annem ve babam neden ayrıldılar diye çok düşündüm. Yalnız bir çocukluk geçirdim. Bana kimse zarar vermesin istedim. Otoritemi sarsabilecek her şeye saldırıyla cevap vermeye başladım. Daha sakin bir insan olmak isterdim.
BABAMA ÖYKÜNMÜYORUM * Beni ben yapan en büyük şey çocukluğumda yaşadıklarım. Bu konuda 'Lunapark Kızı' adlı bir kitap yazdım. Benim temelim sağlam, kendimden eminim. Bu yüzden insanlara ukala, itici geliyorum. Ama beni tanıdıktan sonra çoğu insan fikrini değiştiriyor. * Hayatım boyunca hep kendi kurallarımı kendim koydum. Kim olduğuma, ne olmak istediğime karar verdim. Seçim hakkı verildiğinde konservatuvara gitmek istedim. Hedeflerini belirleyip anne babasından fikir alan ama kendi bildiklerini okuyan bir çocuktum. * İş hayatımda istediğim yere ulaşmak için ortam hazırlamak bana göre değil. Hiçbir zaman o konuda atak davranmadım. Hep kendimi eğitmeye çalıştım. İşsiz kaldığım dönemlerde bile birilerine ulaşmaya çalışmadım. Böyle olmaktan memnunum. Değişmek istemiyorum. * Barıştan yana, çağdaş, laik bir kimliğim var. Ama babam gibi illa 'Sakıncalı Piyade'de oynayacağım türünden dertlerim yok. Babam Ankara Sanat Tiyatrosu'na gidip eve gelmekten memnun oluyor olabilir. Ben öyle değilim. Babam belki de hayatındaki her şeyi reddetti ama ben hayatın sunduğu seçeneklerin tadını çıkarmak istiyorum. Babama saygı duyuyorum ama ona öykünmüyorum.
BARIŞIK BİRİYİM * Üzüntüyü de mutluluğu da uçlarda yaşarım. Kendimle barışığım. Evet ben megalomanım, narsistim. Çalışkan olduğum, kolay vazgeçmediğim, iyi dostlara sahip olduğum, herkesle iyi geçindiğim için kendimi seviyorum. * Kendiyle kavga eden insanları sevmiyorum. Kendini sevmezsen, hayatın zehre döner. Kendiyle barışık insanları, özellikle de başkaldıranları çok seviyorum. Marlon Brando ve Madonna'yı mesela. * Aşıkken perdeleri kaldırmak lazım. Bu yüzden özel hayatıma giren insanları özenle seçiyorum.
POPÜLER KÜLTÜR AGRESİF YAPIYOR * Benim altın bileziğim tiyatro. Altı senedir profesyonel tiyatro yapıyorum ve bu konuda iyi olduğumu hissediyorum. Televizyon dizisi çekmek, galalara gitmek gibi diğer etkenler işin içine girdiğinde "Acaba bu işi yapmasa mıydım?" diyorum. Zaten agresif bir yapım var. Popüler kültüre hizmet etmek beni daha da agresif kılıyor. * Çok iyi aktörler var ama çok çalışıyorlar. Bir cümle üzerinde saatlerce düşünüyorlar. Bu, bana göre değil. Böyle yapınca doğallık kayboluyor. * 'Gen' benim ilk sinema filmimdi. Rolümü çok severek oynadım. Komedinin dışında bir rolü ve kendi oyunculuğumu keşfetmek için iyi bir serüvendi. Ne kadar eleştirilirse eleştirilsin filmimin arkasındayım. Bence 'Gen' Türkiye'de çekilmiş en iyi gerilim filmi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|