Yabancılar yine oyun peşinde
Son bir haftadır piyasalar ateş çemberinde. Döviz fiyatları dört nala yukarı koşarken borsa değer kaybediyor, faiz yükseliyor. Bu duruma neden olan iç ve dış etkenleri geçen hafta sizlerle paylaşmıştım. Küresel nedenlerden bahsediliyor. ABD'nin İran'a saldırı planı, devam eden Kuzey Irak sorunu, ABD Merkez Bankası Fed'in faiz artırımı gibi bazı nedenler öne sürülüyor. Bundan Türkiye gibi gelişmekte olan birçok ülkenin olumsuz etkilenebileceğinden söz ediliyor. Bu ne kadar doğru? İncelemek gerek. Bu noktadan hareket ederek 3 Mayıs 13 Mayıs tarihleri arasında Türkiye ile birlikte birçok ülkenin ulusal parasının yabancı para karşısındaki kaybettiği değeri irdelemekte yarar var. 10 günde YTL yabancı paralar karşısında yüzde 12 değer kaybetmesine rağmen diğer ülkelerin ulusal paralarının döviz karşısındaki kayıpları ise 0.5 ila 2.4 arasında. Demek küresel nedenlerin paramızın değer kaybı üzerindeki etkisi çok fazla olmamış. İçerideki sorunlara dönersek; cari açıktaki büyüme, enflasyon oranında yeniden başlayan artış, siyasetteki hareketlenme, Cumhurbaşkanı seçimi ile başlayan polemik, genel seçim, hükümetin IMF'ye bakışı ve ilişkileri ile yabancı kuruluşların raporlarında yer almaya başlayan ülke riski senaryoları, mali piyasalardaki hareketliliği tetiklemiştir. Hem içerde, hem dışarda bazı olumsuz gelişmelerin olduğu doğrudur; ancak bu kadar kısa sürede bu olumsuz etkiyi yaratması olağan değildir.
Döviz-faiz-borsa üçgeni Yabancı yatırımcıların döviz-faiz-borsa üçgeninde alışkın oldukları bir oyunu sergileyerek kârlarına kâr katmak istediklerini düşünüyorum. Bu filmi daha önce çok gördük. Şimdiye kadar hükümet daha güçlü idi, IMF ile ilişkilerinde hiçbir sorun yoktu. Her şey güllük gülistanlıktı. Yatırımcılarden ses seda yoktu. Seçim yaklaştıkça artan siyasi hareketlilikte hükümetin bir miktar güç kaybını düşünen yabancı yatırımcılar hükümeti test ediyor, hem de borsa ve bonodan kârlı iken çıkarak, düşük maliyetle döviz alıyorlar. Çifte kazanç. Elindeki kâğıdı yüksek fiyattan satıyor, dövizi ucuza alıyor. Böylelikle döviz fiyatlarını daha da yukarı çekerek yüksekten satış yapacak ve çok düşük maliyetle yeniden borsa veya tahvil alarak bir kâr daha elde edecekler. Yabancı yatırımcılar geçen hafta 3 milyar dolar dün de 1 milyar dolar aldılar. Demek ki, bir haftada 4 milyar dolarlık döviz alımı yaptılar. Ekonomi yönetimine büyük iş düşüyor. Bu olayları yakından takip etmeleri ve kararlılıklarını ortaya koymaları gerek. Öte yandan, ekonomik krizi tetikleyecek siyasi krizlerden uzak durmaları lazım. Yerli yatırımcıların da paniğe kapılıp pozisyon değiştirmeleri halinde kendilerinin zararlı çıkabileceklerini hatırlatmakta yarar vardır. Hükümetin IMF ile ilişkilerini sıkı tutup, ekonomide kararlılığını göstermesi ve herhangi bir siyasi kriz olmaması halinde, haziran ayından başlamak üzere artacak turizm ve işçi döviz gelirlerindeki artışı da dikkate aldığımızda döviz fiyatlarının yükselmesine neden olabilecek bir durum görmediğim gibi, döviz fiyatlarının bir miktar gerileyebileceğini de söyleyebilirim.
|