|
|
Hızlı duygusal SEKSİ!
Eski Nükhet Duru beni ben yapıp bugüne getiren kadın... Katiyen bir memnuniyetsizliğim yok. Ama her beş yılda bir insanın dünyaya bakışı değişiyor.
Nükhet Duru ile ilk tanışmamız... Merak ettiğim kadınlardan biriydi... Şen şakrak, oynak, cilveli, deli dolu kadın gerçekten de göründüğü gibi miydi hep merak ederdim. Yeni albümü çıkıyor malum bir haftaya kadar; adı "Gece Saat On İki..." Bu bahaneyle tanıştık; kırmadı beni ilk röportajını benimle yaptı. Beş yıl aradan sonra yaptığı albümün sıfır kilometre şarkılarını dinlemekle kalmadım; üstüne bir de merakımı giderdim. İşte size de söylüyorum: Ekranda gördüğünüz, gazetelerde fotoğraflarına baktığınız ya da sahnede izlediğiniz kadın yüzde yüz gerçektir, cildi 25 yaşında gibidir, cilvelidir, şen şakraktır, gayet de taş gibidir! Albümü de müthiş olmuş. Yine Nükhet Duru uzantıları var ama bu kez farklı bir Nükhet Duru... Yine çok frapan, yine ihtişam var ama bu kez çok genç bir gözle, çok tecrübeli bir göz birleşmiş. Dünyanın en önemli müzik adamlarından Arif Mardin'in öğrencisi, Berkley Müzik Okulu'ndan mezun Fuad Abdullah prodüktörlüğü üstlenmiş. Duru'nun imajını Tuvana Büyükçınar ve Oya Özyılmazel belirlemiş. "Her dem taze duygusunu yansıtan ama bunun ne yaşla, ne görüntüyle; sadece duygu ve düşünme biçimiyle olduğunu anlatan bir Nükhet Duru görecekler" diyor bizzat kendisi. Albümde boş şarkı yok; 10'da 10... Mustafa Sandal'ın bestesi 'Şarap Gibi' Nükhet Duru için yazılmış. Albümün çıkış parçası; kıpır kıpır: "Şarap gibi sevdi beni zaman..." Duru'ya 'cuk' diye oturmuş. Başka kime yazılabilirdi bu sözler? "Şu senin çekip gitmelerin ateşe benziyor/ Şu senin dönüp gelmelerin suya benziyor/ Şu senin ağlattıktan sonra sevmelerin beni deli ediyor..." Murathan Mungan'ın yazdığı 'Şu Senin çekip Gitmelerin' yeni 'Melankoli' olacak, o kesin! Albümün en büyük sürprizi Nükhet Duru'nun sözleri. "Uzun zamandır kimse Bodrum için bir şarkı yazmamıştı" demiş oturmuş yazmış: "Bodrum'da aşık olmak bambaşka/ Yaz yağmurundan kısa olsa da/Bodrum'da herkes aşık aşka/ Ama onlar başka biz başka..." "Utanıp, sıkılıyordum; şarkı sözü yazarı olmak istemiyordum" diyor Nükhet Duru ama Zeynep Talu onu zorlamış. İyi de etmiş çünkü Nükhet Duru yazdığı sözlerde kendi yaşam felsefesini özetlemiş. Yeniden hayata başlamak isteyen kadınlar için sözler yazmış, başarmak için yol göstermiş onlara. Ajitasyon yapmamış, umutsuz aşkların ardından döktürmemiş. "Umutsuz aşkların ardından bir şey yazmam ben. Çünkü böyle bir şey yoktur. İnsanlar kendileri yapıyor bunu; sadakatten söz ediyorlar. Yoktur böyle bir şey kardeşim! Beklentilerini azaltırsan, yıkıntıların da olmaz" diyor. Yani Nükhet Duru bomba gibi geliyor!
* Beş yıldır herkes 'taş gibi kadın', 'yıllanmış şarap gibi' dedi durdu ama müziğinizden, şarkılarınızdan bahseden olmadı. 'Hop bi dakika, n'oluyor?'mu diyorsunuz şimdi bu albümle? Güzel bir konuya temas ettin. İnsanın; gerçekten müzisyen ise ve gerçekten bu işi gönülden yapıyorsa kendini nadasa çekme ihtiyacı oluyor. Buna ilave olarak bir küskünlük girdi.
* Ne küskünlüğü? Bundan 5 yıl önce çıkardığım 'Bana Rağmen' albümü sırasında birtakım olaylar yaşamıştım. Kendimi toparlamam zaman aldı. Dışardan çok kahkahalı, çok keyifli bir insan olarak görünürüm ama benim de kendimi hırpaladığım, üzüntüsünü çektiğim olaylar var. O dönemde yaşadığım küslük, üstüne sahne çalışmaları ve müzik sektörünün arayışlarının tatsızlığı... Dedim ki, 'Ben hiç albüm yapmasam ne olur? Meraklısı gelsin beni sahnede izlesin.' Bu saatten sonra ben bir albümle ne daha fazla Nükhet Duru olurum, ne daha az Nükhet Duru olurum. Biz birkaç kişi, Türkiye'de politik ve sosyolojik değişimlerle birlikte son 30 yıla iz bırakmış, anıları sindirmiş, paylaşmış bir grubuz. O kadar sağlam ektik ki tohumumuzu, bizi hiçbir dalgalanma ve sallanma yerimizden etmedi. Benim bu arayış ve nadas dönemimle küskünlük üst üste gelince de böyle bir 5 yıl geçti.
İÇİMDE COŞKU VAR
* Ne oldu da silkelendiniz? İlk görüşte aşk denen şeye ben çok inanırım. Fuad Abdullah'la tanıştığım an 'birlikte bir şey yapabilir miyiz' diye buluştuk. Meğer uzun yıllardır benim şarkılarımı bilen, hayranım olan bir insanmış. Sevgili Zeynep Talu dedi ki, 'Nükhet, birisiyle tanıştım, tam sana göre. Biraz deli, garip yerlere sapabiliriz, senin istediğin o yepyeni tavrı yakalayabilir.' Çünkü eskiden çalıştığım müzisyenler hep hatırlandığım gibi bir şeyler üretiyor, olması gerekenin bu olduğuna inanıyorlardı. Bana habire 'Melankoli' gibi şarkılar geliyordu.
* Melankoli de sizin siz yapan şarkılardan biri... Nesi kötü? Benim içimde çok ciddi bir coşku var. Yaşamımda kendimi en iyi hissettiğim, her şeyi sindirdiğim, en çabuk algıladığım dönemdeyim. Çok garip bir kayıtsızlığım da var. Yani hiçbir şey beni çok fazla üzmüyor, hiçbir şey beni çok fazla sevindirmiyor da... Her şeyi gerektiği kadar değerlendiriyorum.
* Olgunluk dönemine girdiniz yani! Olgunluk dönemi... Çünkü anlamı keşfetme dönemi, yani 'niye varız, neden varız ve ne yapmalıyız?' Şu pencereden bakıyorum; kariyerimde çok başarılı olabilirim, müthiş popüler şeyler yapabilirim, inanılmaz dizilerde oynayabilirim ama etrafımda darmadağın yürekler, arkamdan iki damla gözyaşı döken yakınlar bıraktıktan sonra benim için o başarının hiçbir anlamı yok! Ben tadına vara vara yaşamayı istiyorum hayatı. Buna ilave olarak başarılı bir iş yapıp eski kredilerimin üstüne yenisini eklersem ne mutlu bana.
DEĞİŞMEK İSTİYORDUM
* Yine de 5 yıl uzun zaman. 'Ya başarısız olursam' korkusu sizi durdurmuş olamaz mı? Yok canım, çok uzun süredir benim albümde başarı grafiğim yoktu ki! Yerlerde sürünüyordu albüm satışlarım...
* Madem siz söylediniz sorayım; neden böyleydi? E canımın istediği şarkıları söylüyorum! Prodüktörlük başka bir meslek, şarkı söylemek başka bir meslek, şarkı yapmak başka. Başımda beni iyice algılayan ve gece yattığı zaman rüyasında beni gören bir prodüktör olmadığından yakın gelemedim kimseye. Fuad'ın şöyle bir özelliği var; hem çok genç, hem bütün pop müzik tarihini çok iyi sindirmiş. Üstelik bu işin dünyada çok net bir biçimde başarısına sahip olan Arif Mardin'in talebesi. Yani bir Bette Midler, bir Barbara Starisand, bir Norah Jons gibi insanların prodüksiyonlarını yapması, Berkley eğitimi alması ve dünya müziğinin son gelişimlerini Türkiye'ye getirmesi ondan faydalanmama neden oldu. Beni tanıyanlara 'Yeni sound yapın' dediğimde içine mutlaka ufak naftalinler serpiştiriyorlardı. Halbuki ben olabildiğince yabancı gelsin istiyordum.
* Eski Nükhet Duru'dan memnun değil miydiniz? Değişmek istemiyorum, yeniyi seviyorum. Yeniye olan zaafım bu benim! Eski Nükhet Duru beni ben yapıp bugüne getiren Nükhet Duru. Katiyen memnuniyetsizliğim yok ama her beş yılda bir insanın dünyaya bakışı, karakterindeki özümsemeler, davranış biçimi değişiklik gösteriyor. Ben daha ılımlı, daha acılı ve daha gururlu gençlik dönemlerimden sonra daha rahatlamış, hayatın, yediğinin içtiğinin keyfine varan bir Nükhet Duru oldum. Bunun keyfini de yaşamak istiyorum.
ŞİRİN SEVER
|