|
|
'Baykal, AK Parti'ye virüs atmak istiyor'
Başbakan Erdoğan'la başarılı bir futbol maçının ardından Viyana'dan Bali'ye uçuyoruz. Dört güne sığan yoğun bir program. Bu uzun gezide Başbakan Erdoğan'a Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı Ali Babacan, Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, Tokat Milletvekili ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Ayalan eşlik ediyor. Ali Babacan'ın eşi Zeynep Babacan da heyette. Viyana gezisi Erdoğan'ı rahatlatmış. Türkiye'deki gergin havası yok, hatta keyifli görünüyor. Gündem her şeyden önce Cumhurbaşkanlığı seçimi. Başbakan, CHP'nin Şener'i destekleyeceğini açıklayarak AK Parti'nin içine virüs atmak isteğini söylüyor. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Türkiye Gazetesi Yayın Yönetmeni Fuat Bol, Hürriyet'in çiçeği burnunda Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu, Vakit Yazarı Hasan Karakaya, Star Yazarı Halit Kakınç'la birlikte bu hızlandırılmış gezide Başbakan'a eşlik ediyoruz. Bir süredir gerek iç basında, gerekse dış basında Avrupa Birliği'ni boşladığı iddia edilen Erdoğan, bu konuda çok iddialı. Geniş çaplı taramada 35 fasıldan 18'inin, ayrıntılı taramada da 17 fasılın bittiğinin altını çiziyor. Bu konuda yetkili arkadaşlarının çok iyi çalıştığını vurguluyor ve müzakerelerin Haziran ayı içinde başlamasını umduğunu belirtiyor. Avusturya Başbakanı Schüssel'in de bu konuda irade beyan ettiğine dikkat çeken Erdoğan, Finlandiya'nın dönem başkanlığına 2 veya 3 konu başlığında müzakereyi bitirmiş olarak gitmenin iyi olacağını ifade ediyor. Peki, The Economist'ten The Financial Times'a kadar yabancı basının üzerine gittiği "Türkiye AB'yi boşladı" iddiası doğru mu? Başbakan'a göre, kesinlikle değil. Artık müzakere tarihi almadan önce olduğu gibi, bütün Avrupa ülkelerini dolaşma gereği kalmadığını belirtiyor. Türkiye'nin Viyana zirvesinin üyesi olmadığına rağmen özel ilişkileri ve AB'nin nazik davranışı sonucu davet edildiğini ve Hırvatistan'la birlikte "Aile Fotoğrafı" na, yeri olmadığı halde, yer verildiğini hatırlatıyor. Bundan sonra, özellikle yeni yılda, yeni adımlar olabileceğine işaret edip, " AB ile görevli kadroların Brüksel ve Strasbourg'da daha yakın takip yapması gerekebilir" diyor. Bu arada, Bakanlar Kurulu'nun her hafta en az bir gündem maddesinin AB olduğunu anlatıyor. İç siyasetin gerilimini atmış, gollerle rahatlamış Başbakan'la Bali'ye uçarken bir saati aşkın bir sohbet imkanımız oldu. Erdoğan, bu görüşmede sorularımız üzerine özetle şu tabloyu çizdi:
AMERİKA GEZİSİ Başbakan planlanmamış bir Washington gezisine hazırlanıyor. Erdoğan, bölge sorunlarını masaya yatırmayı amaçladığı bu geziyle ilgili olarak, "Türkiye'ye döner dönmez bir Amerika seyahati düşünüyorum. Randevu talebinde bulunacağım. Bölge ile ilgili olarak Türkiye'ye büyük görev düşüyor" değerlendirmesi yaptı. Erdoğan, İran'la ilgili sıcak bir çatışma beklemediğinin altını çizdi ama yine de bu bölgede sıcak bir gelişme istemediğini belirtti, "Bu bize çok zarar veriyor" dedi. Türkiye'nin genişletilmiş Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi Eş Başkanı olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Bu nedenle bize büyük görev düşüyor. Dediğim gibi, sıcak bir gelişmenin Türkiye'ye faturası ağır olur. Dönünce önce ABD'den randevu isteyeceğim, 25-26 Mayıs'ta da Almanya Başbakanı Merkel ile buluşacağız" bilgisini verdi.
FRANSA VE CHİRAC Başbakan, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'ın soykırım yasa tasarısı ile ilgili girişimlerden rahatsız olduğunu söyledi. Hükümet olarak sorunu tahrik etmeden çözme niyetinde olduklarını belirten Erdoğan, Chirac'ın da komisyonun doğrultusunda bir karar çıkarmak veya tasarıyı tali komisyonlarda eritmek amacında olduğunu belirtti. Fransa'nın Cezayir'deki eylemleriyle ilgili bir "soykırım yasa tasarısı"nın gündemlerinde olmadığını anlatan Başbakan, "Ancak arzu edilen neticeler alınmazsa, biz de kendimize ait yaptırım kararlarını alırız" dedi.
ÇANKAYA VE BAYKAL Peki, Baykal'ın Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'i Cumhurbaşkanlığı'na aday göstermesine ne demeli? Bir kere Başbakan, bu konunun şimdiden gündeme getirilmesinden hoşnut değil. CHP'nin muhalefet yapacak, gündem yaratacak başka bir konu bulamadığı için Çankaya konusunu erkenden tartışmaya açtığını iddia ediyor. Meclis'in yüzde 65'ine AK Parti'nin hakim olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Tartışmaya gerek yok. İsimlerin ortaya konulması samimi niyetten kaynaklanmıyor. 'Acaba AK Parti'nin içine virüs sokabilir miyiz?' hesabı var. Bizim gündemimizde bu konu yok" yorumu yapıyor.
SEZER'E SİTEM Cumhurbaşkanı'nın vetoları Erdoğan'ın canını sıkıyor. Başbakan bu duygusunu saklamıyor. "Anlamadığımız nedenlerle bazı şeyler geciktiriliyor. Bu da bizi üzüyor" diyor. Erdoğan'ın sitemi Sezer'le ilgili kalmıyor. Çifte standartlı gördüğü kimi yargı kararlarını da eleştiriyor. "Yargının korunması" gerçeğini kabul ediyor ama yargının verdiği kararların eleştirebileceği gerçeğine işaret ediyor. Yürütme ve yasamanın kararlarının yerden yere vurulabildiğini hatırlatan Erdoğan, Danıştay'ın yıllar sonra verdiği enerjiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararlarının yarattığı sıkıntıyı özellikle ifade ediyor.
CUMHURİYET'E BOMBA Başbakan bir soru üzerine, Cumhuriyet Gazetesi'ne bombalı saldırının tasvip edilemeyeceğinin altını çizerken, bu konuda çifte standart olduğunu savunuyor. AK Parti binalarına da bombalı saldırı olduğunu söyleyen Başbakan, "Bu saldırıları kınayanlar, AK Parti'ye bombalı saldırı olunca neden Genel Başkanı'nı arayıp geçmiş olsun dileklerini iletmez, tavır almaz" sorusunu yöneltiyor.
TERÖR YASASI Erdoğan bu konuda son derece net: "Kimse bizden bu yasayı geri çekmemizi beklemesin. Terörle mücadele edenler bizden yasal destek istiyor, onu mutlaka vereceğiz. Bu yasa devletin her organının görüşü alınarak hazırlandı. Görüşü olan katkı yapmak isteyen gelir Meclis'te yapar."
|