|
|
|
|
|
|
|
|
|
Demirel: Fransa bir avuç Ermeni'nin tahrikine teslim oldu
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Fransa'da Sosyalist Parti'nin sunduğu ''Ermeni soykırımını inkar etmeyi cezalandırma'' yasa teklifini değerlendirerek, ''Fransa, bir avuç Ermeni'nin tahrikine teslim olmuştur'' dedi.
Demirel, Beykent Üniversitesi'nce düzenlenen 3. Uluslararası Balkan Konferansı''nda bir konuşma yaptı. Konuşma öncesinde gazetecilerin Fransa'daki yasa teklifine ilişkinsorularını yanıtlayan Demirel, şunları kaydetti:
''Fransa'nın hareketleri anlaşılmaz hale geldi. Bizim Fransa ile münasebetlerimiz çok önemlidir ve bu
münasebetler tarihidir. Sadece tarihi olduğu için değil, bugün de Avrupa'nın 2 büyük devleti olarak Fransa ve Türkiye, gerek Avrupa meselelerinde, gerek karşılıklı meselelerde çok iyi işbirliği yapmak durumundadır.
Fransa, bir avuç Ermeni'nin tahrikine teslim olmuştur. Daha öncekiyıllarda da birtakım Türkiye'yi rahatsız eden hareketler oldu. Onlarınbir kısmına ben müdahale ettim. Chirac'a mektuplar yazdım. Bu meselelerin ne kadar büyük haksızlık olduğunu, Ermeni iddialarının ne kadar büyük haksızlık olduğunu, bunların Türkiye'yi ne kadar rahatsız ettiğini bildirmiştim. Zaman zaman bunlar anlaşıldı, anlaşılmadı.
Bir seçimde alacakları 3-5 oy uğruna Türkiye gibi bir devleti, Türk milleti gibi yüce bir milleti ve tarihi kanunlarla yapmaya kalkmalarını, tarihi gerçekleri kanun çıkararak örtmeye kalkmalarını ayıplıyorum.''
'İLİŞKİLERİ KÖTÜ ETKİLER'
Demirel, Fransa denince halkın tümünü suçlamamak gerektiğine de işaret ederek, ''Bu işleri yapanların ve yöneticilerin, Ermeni tahrikleri karşısında rüzgarın önündeki bir yaprak gibi hareket etmelerini, dostlukla ve Avrupalılıkla bağdaşır bulmuyorum'' diye konuştu.
''Sizce gerekli tepki verildi mi?'' soru üzerine de Demirel, ''Evet. Her zaman gösteriyoruz. Gösterdik. Daha evvel heykel diktiler.O zamanlar bir elçimizi çekmiştik. Bu çeşit hadiselerde mesele savaş ilanına kadar gitmiyor. Tepkiler diplomatik alanda kalıyor'' dedi. Demirel, ''Yasa tasarısı Türk-Fransız ilişkilerini nasıl etkiler?'' sorusu üzerine şunları kaydetti:
''Kötü etkiler. Her şeyi kötü etkiler. Bizim bakımımızdan da, onların bakımından da... Onların bize karşı, bizim reaksiyonlarımız karşısında Avrupa meselelerinde takınacakları tavırlar değişir. Neticeitibarıyla, Türkiye kendi menfaatlerini, onurunu, gururunu beraberce düşünmek durumundadır. Türkiye kendine yöneltilmiş iftiraları, karalamaları, geçmişine yöneltilmiş iftiraları, karalamaları kabullenemez.''
Süleyman Demirel, hiç kimsenin Türkiye'nin incinmesine razı olamayacağını da dile getirdi.
ERDOĞAN'IN SELANİK ZİYARETİ
9. Cumhurbaşkanı Demirel, ''Başbakan Erdoğan'ın, Selanik ziyareti sırasında, Atatürk'ün evinde bulunan ziyaretçi defterine ilişkin yaşanan olayları nasıl değerlendirdiğinin'' sorulması üzerine de, şunları kaydetti:
''Kendi şahsına münhasır bir hareket. Ben herkesin, bir sorunu varsa bunu kırmadan, dökmeden ifade edebileceğine kaniyim. Sertlik taraftarı değilim. Haşinlik taraftarı da değilim. İnsanların birbiriniincitmesi taraftarı da değilim. Ama şunu da ifade etmeliyim. Ülkeyi yönetenleri beğenmek ne şarttır, ne de lazımdır. Beğenir, beğenmez... Beğenmediği zaman sözlerini, beğendiği zaman sözlerini ifade eder. Bu artık hür bir ülkenin meselesidir. Ama herhalde sınırlar aşılmamalıdır. Sınır aşıldığı zaman doğru fikirler dahi, doğru düşünceler ve doğru iddialar dahi ağırlığını yitirir. Böyle bakalım meseleye. Bu çeşit olaylar olmasa daha iyi. Bu çeşit şeylerden hoşlananlar vardır. 'Adam doğru yapmış' diyenler de vardır. Ben o anlayışta değilim. Ben her şeyin yumuşaklık içerisinde olması taraftarıyım.''
GAZETECİLİK DERSİ
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, gazetecilerin sorularını sürdürmeleri üzerine, şöyle konuştu:
''Journalistsiniz. Jurnalizm demek, güncellik demektir. Size daha çok günlük tartışma lazım. Günlük tartışmalar aslında Türkiye'de geçmişte kalmış veya ileriye bakan bir takım tartışmaları önlüyor. Çokfazla itibar etmiyorsunuz, Türkiye'nin meselelerinin tartışılmasına...Hep güncel lazım size. Onu da iyi kullanıyorsunuz. Buluyorsunuz da... Türkiye imkan da veriyor. Ama her şey muhabirlikle başlar. Muhabirlik gazeteciliğin en önemli safhasıdır. Siz tabi ki, arıların çiçeklerden aldığı gibi, sabahtan gece yarılarına kadar haber toplayıp, götürüp veriyorsunuz. Merkezleriniz de bunu kullanıyor. Gerçi kullandıkları sizin işiniz değil. Hevesinizi kırmayın. Toplamaya devam edin.''
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|