Doktor bana babam ile ilgili bilgi vermedi
* Sidney'de yaşıyorum. Giresun'daki babamın rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığını öğrendim. Doktoruna telefon açıp, durumu hakkında bilgi almak istedim. Ancak, doktor telefonda herhangi bir şey söyleyemeyeceğini; gerekli bilgileri hastaya verdiğini ve benim, hastanın kendisiyle konuşmam gerektiğini söyledi.
Bu olay, 'hasta mahremiyetinin korunması hakkı' çerçevesinde irdelenmeli. Mahremiyet, kişinin kendisine ait olan, başkalarınca bilinmesini istemediği alandır. Hasta mahremiyetinin korunmasından bahsedildiğinde; hastaların hastalıkları, teşhis ve tedavileriyle ilgili bilgi-belgelerin hastanın tıbbi bakımıyla, teşhistedavisiyle ilgili olmayan ve kendisinin izin vermediği üçüncü kişilerden gizlenmesi gerektiği kastedilir. Hastalığıyla ilgili bilgiler, üçüncü kişiler tarafından hasta aleyhine kullanılabilir. Onun sosyal statüsünü, ekonomik durumunu, iş yaşamını, özel yaşamını ve politik geleceğini etkileyebilir. Yakın geçmişte, bir başbakanımızın hastalığıyla ilgili gazetelere yansıyan bazı söylentilerin politik kavgada nasıl kullanıldığı bilinmektedir. Hastaya ait mahremiyetin sınırlarını hasta belirler. Hastanın başkalarınca bilinmesini istemediği bilgiler, mahremiyete dahildir. Eğer hastanın bu konuda açık bir beyanı yoksa, başkalarınca bilinmesi durumunda hastanın zarar görebileceği varsayılan konular, mahrem kabul edilmelidir. Bir hekim; hastalığın adı, karakteri, muayene ve tetkik bulguları, tedavisi, tedaviye verdiği yanıt ve beklenen seyir, hastanın tedavi giderlerinin tutarı, ödeme şekli ve ziyaretçilerinin kimliği gibi bilgileri, hastasının izni olmaksızın başkalarına açıklayamaz. Kişilerin hangi amaçla kendisine başvurduğunu ve hangi muayene ve testleri yaptırdığını başkalarına bildiremez. Örneğin; bir genç kızın gebelik testi ya da bir garsonun verem kuşkusuyla balgam tahlili yaptırdığının başkalarınca öğrenilmesi, onların özel ve sosyal yaşamını, toplum içindeki konumlarını etkileyebilir. Bu bakımdan, hastaya ait her türlü bilgi ve belge, sadece onunla ve onun izin verdiği kişilerce paylaşılmalıdır. Bunlar, genellikle hastanın birinci derecede yakınlarıdır. Bazen hasta, oğlundan kızından ve eşinden bile bunların gizlenmesini isteyebilir. Örneğin; babasının hastalığının ölümcül olduğunu öğrendiğinde mali konularda gözü açıklık yapmak ve diğer mirasçılara avantaj sağlamak isteyen çocuklar bulunabilir. Okuyucumuzun aktardığı olayda, hekimin davranışı doğrudur. Hasta, kendisiyle ilgili olarak eşine, oğluna, kızına bilgi verilmesini istemiştir. Ancak bu durumda bile, telefonda arayan kişinin kimlik tayinini yapmak güç olacağından bilgi vermemek daha güvenlidir.
|