En kalabalık AB ülkesinde bile müteahhit sayısı 20'yi geçmez
Mesa Mesken'in Yönetim Kurulu Başkanı Boysanoğlu, Türkiye'de müteahhit sayısının 300 binlerle ifade edildiğini belirterek, "Benim anlayışıma göre bu kadar çok marka olmaz. Böyle olmadığını en çok 3 yıl içinde görürüz" dedi.
Türkiye'de 'markalı konut' dendiğinde bir çırpıda 3-5 ismin sayıldığı yıllardan, her gün yeni bir projenin lanse edildiği 2005'e geldiğimizde herkes, "Bu şirketlerin kaçı kalıcı olacak?" diye sormaya başladı. Bu endişe, 2006'ya gelindiğinde daha da arttı. Özellikle sektöre yıllarını veren şirketler, bu 'patlama'yı tehlikeli buluyordu. 1969 yılından bu yana 50 bine yakın konut ve bunların kapladığı 5 milyon metrekareden fazla alanda inşaat yapan Ankaralı grup Mesa'dan bir grup yöneticiyle bir araya gelip sektörü konuştuğumuzda da buna paralel endişeler dile getirildi. "Avrupa'nın en kalabalık ülkesinde bile konut müteahhidi sayısı 20'yi geçmez" diyen Mesa Mesken Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Boysanoğlu, "Bu kadar çok marka kalıcı olamaz" yorumunu yaptı. Boysanoğlu, bugün yaşanan arz patlamasının ardından iyi veya kötü akılda kalacak 1-2 firma çıkabileceğini belirterek, en büyük endişesini dile getirdi: Bu durum 'müteaahhitler kötüdür' sonucunu doğuracak. En çok bundan korkuyorum."
* Türkiye, konutta marka aramaya yeni başladı. Ama marka sayısı da bir anda patladı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'nin konutta marka araması, hangi kalitede ürün satın alacağını bilmesi açısından doğru. Ama ben bu tercihin çok kısıtlı bir alıcı grubu içinde kaldığını düşünüyorum. Diğer büyük grup ise, satın aldığı konutun içinde yaşama başladığında eğer ikinci bir konut alma imkanı da olacaksa, marka tercihine önem veriyor. İkinci bir ev sahibi olma şansı olmayanların marka tercih imkanı yoktur. Bu grup alıcı olamayacağından ve de kendi sahip olduğu konuta da kötü diyemeyeceği için çevresini de marka konusunda uyaramaz. Kalıcı konut markası reklamla değil üretim ve işletmeyle ortaya çıkar, bu da çok uzun ve meşakkatli bir süreç. Bugün patlayan diye nitelendirilen marka değil, developer (proje geliştirici) sayısı aslında. Gelişmiş ülkelerde developer ve müteahhit ayrı konumdadır. Developer sayısı çok olabilir ama marka olan konutu üretecek müteahhit sayısı azdır (Türkiye'de en az 300 bin adet). Avrupa'nın en kalabalık ülkesinde bile konut müteahhidi sayısı 20'yi geçmez. Benim anlayışıma göre, bu kadar çok marka olamaz, bunu maksimum 3 yıl içinde göreceğiz. Bu patlamanın ardından iyi veya kötü akılda kalacak olan 1 veya 2 firma çıkabilir. Endişem şu, özellikle deneyimsiz şirketler işlerin bitimiyle ilgili problemler yaşayacak. Bu sorunlar konut sahiplerine ve kredi veren bankalara da yansıyabilir. Bu da 'müteahhitler kötüdür' sonucunu doğuracak.
* Türkiye'de 2004 ortasında başlayan ve 2005'te patlayan arz furyasında niçin daha sessiz kalmayı tercih ettiniz? Özellikle İstanbul pazarına karşı istekli olmamanız bir stratejinin sonucu mu? Mesa Mesken Sanayii olarak, yıllara dönük tespit edilmiş bir müşteri potansiyelimiz ve bu ihtiyaca göre hazırlanan bir arsa portföyümüz var. Böyle bir portföyün imar hazırlığı minimum 1-1,5 yıl deseniz böyle patlamaları yakalamak için, arsa imkanınız olmasına rağmen imar durumunu daha hızlı çözecek bir yapıya sahip olmanız lazım. Burada biraz hazırlıksız yakalandığımızı itiraf etmek durumundayım. Her ne kadar şu an o günün konutları müşterimizi çok memnun edecek satış değerlerine ulaştıysa da, bugün yaratılan arzın, patlama sırasında oluşan konut değerlerini ciddi ölçüde geriye çektiği ve çekeceği kanısındayım. Bu sonuç, Türkiye'de konut üretimi yapanlar için bir kıstas veya belge alma gibi bir merci olmamasından ortaya çıkıyor ve ihtiyaçla arz arasında bir bağ kurulamıyor. Biz bu ortamda daha küçük çaplı 200-300 konutluk projeleri tercih ediyoruz.