  |
|
Yaşamdan Dakikalar Adana'yı yıktı geçti!
'Yaşamdan Dakikalar' adlı program ile televizyon izleyicisinin gönlünde taht kuran Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk, Adanalı okur ve izleyicileriyle buluştu. Şair Sunay Akın'ın ABD'de olduğu için katılamadığı toplantı; uzun sohbetler, karşılıklı iltifatlar ve alkışlar içinde geçti.
Kendine özgü üslubu ve tecrübe dolu içeriğiyle televizyon izleyicisinin gönlünde özel bir yer edinen 'Yaşamdan Dakikalar'ın üç ünlü kalemi, önceki gün izleyicisiyle Adana'da yüzyüze buluştu. Adana HiltonSA Balo Salonu'nda, yüzlerce izleyicisinin karşısına; ABD'de olduğu için şair Sunay Akın'sız çıkan Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk; 'sevgi', 'bilgisayar-çocuk ilişkisi', 'kentler', 'programın adı' ve 'mistisizm' üzerine sorulan soruları yanıtladı.
'ÖNEMLİ OLAN DAKİKALAR!' Büyük alkışlarla yerlerini alan üç ünlü gazeteci-yazara yöneltilen ilk soru, "Neden 'Yaşamdan Yıllar' değil de, 'Yaşamdan Dakikalar?" oldu. Bu ilk soruyu, SABAH gazetesi yazarı Hıncal Uluç şöyle yanıtladı: "Önemli olan dakikalar. Yılları yaşamayı düşüneceğinize anı yaşayın. Yaşadığınız her anın hazzını, keyfini, üzüntüsünü bileceksiniz!" Katılımcıların "Çocuklarımız neden bilgisayar başından kalkmıyor?" sorusuna Haşmet Babaoğlu ile birlikte yanıt veren Adanalı gazeteci- yazar Nebil Özgentürk, televizyonları bilgisayarlardan Bir felsefe öğretmeninin "Çocuklar 'en iyi arkadaşım bilgisayar' diyor" sözlerine atıfta bulunan Özgentürk, "O çocuk ya size 'en iyi arkadaşım Kuşum Aydın' deseydi o zaman ne olurdu? 'Şu televizyonun hali ne olacak' sorusuyla sanki bir silkinme dönemi başlıyor" diye yanıt verdi. Gazeteci-yazar Hıncal Uluç'un, "Bu kadar enerjiyi nereden buluyorsunuz?"sorusuna verdiği yanıt ise, çocuk-bilgisayar ilişkisine devam niteliğini taşıyordu: "Bilgisayar ve cep telefonu kullanmayıp zamanı iyi değerlendirerek!" Uluç, ardından "Hiç aile özlemi çektiniz mi?" sorusuna verdiği yanıt ile bol alkış aldı: "Tabii ki. Çok mutlu bir çocukluk-gençlik yaşadım. Mutlu bir ailem oldu. Evdeki o ışığı hep aradım. İçeride yanan öyle bir ışıktır ki, elinde anahtar da olsa kapıyı açmak istemezsin. Bunu yazdığımda feministlerden 'Seni erkek domuz seni kendin açsana' diye yanıtlar aldım..."
'OYNAYACAK SOKAK KALMADI' Arkadaşlık ve bilgisayar ilişkisi üzerine sorulan sorulara bir başka yanıt yine Hıncal Uluç'tan geldi. İlkokuldayken en çok etkilendiği kitaplardan birinin 'Pal Sokağı Çocukları' olduğunu belirten Uluç'un yine alkışlarla karşılanan yanıtı şöyleydi: "Çocukların arkadaşı olmalı, hedefi olmalı, sözünü tutan arkadaşları olmalı. Çocukken çelik çomak ve bilye oynardık. araba geçiyor. Biz çocuklara oynayacakları sokak bırakmadık ki, sorun bu!" Türkçe'ye özen gösterdiğini belirterek söz alan bir kız öğrencinin 'ç' olarak okunsun diye elektronik posta adresini 'uluch' diye yazdığını düşündüğü Hıncal Uluç'u eleştirdi ve bu eleştirisiyle büyük alkış aldı. Bu eleştiriye karşılık olarak program, Canset Oflaz adlı bir emekli öğretmenden övgü topladı: "Sizin programdan kalan zamanlarda televizyon dizilerini izliyoruz. Kötü programlara karşı iyi ki varsınız!"
Ufuk TEKİN / YURT HABERLER
|