|
 |
 |
 |
  |
|
Koylar turşu mu Sayın Bakan?
Bakir koyları imara açmasıyla tepki toplayan Bakan Koç, çevre korumayı turşu kurmaya benzetti: "Turşu, nihayetinde yenmek içindir".
Turizm ve Kültür Bakanı Atilla Koç, çevreyle ilgili "istemezük" zihniyetinin yanlış olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bir koruma anlayışı var ki, buna göre koyları hiç kullanmayacaksınız. Ama o zaman da buraları korunmuş olmuyor. Çünkü milletin aç gözlülüğü söz konusu. Kanun dışı olanlar hâkim oluyor."
TURŞU KURANLARLA YİYENLER DENGESİ ŞART "Koruma, turşu kurmak bile olsa nihayet turşu yenmek içindir. İşin bir dengesi vardır. Turşu kuranlar ve turşu yiyenler... Bu dengeyi bozarsanız turşu bozulabilir. Turşu bozulmaz diye bir şey yok... Azınlığın azınlığı bir grup arkadaş bu işe karşı.."
Bakan'dan koylara turşu benzetmesi
Koy katliamıyla ağır eleştirilerin hedefi olan Bakan Atilla Koç: Turşu bile yenmek içindir. Kullanmayarak çevreyi korumuş olmazsınız.
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'la gece geç saatte Turizm Bakanlığı'ndaki makamında buluşuyoruz. Siz onu kamuoyunda uyuyan bakan olarak tanıyorsunuz. Ama uyumak ne kelime! Koç, uzun bir mesai sonrasında Kültür Bakanlığı'ndaki makamından Turizm Bakanlığı'na koşuyor, önce bir keyif purosu yakıyor, sonra iki saat bizimle "Koyları yok etmiyorum!" kavgası yapıyor, ardından da milletvekilleri, müsteşarı ve daire başkanlarıyla üst üste üç toplantı birden yapıyor. Ama tabii zor bir bakanlıkta oturmak Türkiye'nin güzel koylarını mahvetme hakkı vermiyor!
Tatlı tatlı tartışıyoruz. Bakan, medyanın "İstemezük!" demeye programlandığını, koyları yok etmediğini söylüyor. Özetle bazı koyları yüzde 10 imara açarak kaçak yapılaşmayı önlediğini, çevre ve turizm arasında bir denge kurduğunu söylüyor.
* Medya ilk günden beri üzerinize geliyor. Önce uykuydu şimdi de koylar... Nedir bu şans? - 1960'ta Türkiye 30 milyondu; gazeteler 3.5 milyon satıyordu. Nüfus iki katına çıktı ama hâlâ 3.5 milyon gazete satılıyor. Ama üzerime gelmiş olsalar da ayağımda kurşun izi yok.
* Neden? - Çünkü insanlar beni seviyor. Belki de kurşun izleri vardı ve iyileşmiştir.
* Peki niye bu kadar üstünüze gelindi? Medya ilk günden beri "Bu adam şarap festivali mi açacak" dedi ya da hep sizi uyurken görüntüledi. - Ben de bilmiyorum. Yani aslında bazı şeylerin sebebini bilirsiniz ama hukuk dilinde ispat edecek doneler yoktur. O yüzden susmak ve burada bildiğini hissettirerek meseleyi kapatmayı çalışmak en iyisidir.
'BELEDİYELER ÇEVRECİ DEĞİL' * Geçenlerde yakın dostlarınızdan biri -Fehmi Koru- sizi aramış ve "Bu koyları neden imara açıyorsun? Devam ederseniz ben de gidip Göcek'te çevrecilerle protesto yapacağım" demiş. - Ben de git dedim (gülüyor). Ama bana Bodrum'dan 10 belediye başkanı da geldi bugün. "Neden imarda yüzde 10 yoğunluk verdiniz? Daha fazla olmalı" diyorlar. 10 tane belediye başkanı hepsi de "Arkanızdayız" diyorlar.
* Ama belediye başkanları her zaman çevrecilik emsali değildir... - Doğru, hatta çevreci değillerdir. Onlara karşı ben çevreyi savunmuyorum. Ama bir zihniyeti çok yerinde kullanmak lazım. Koruma, turşu kurmak için bile olsa nihayet turşu yenilmek içindir. Bir koruma anlayışı var ki hiç kullanmayacaksınız. Hiç kullanmadığınız zaman da buraları korunmuyor. Millet açgözlülükle buraları tahrip ediyor. Gerçi ben geçmişte korumacılık adına yapılanlara da teşekkür ediyorum.
* Yani turşuculara teşekkür ama şimdi turşu yemenin zamanı diyorsunuz?.. - Evet... Turşu kuranlar ve turşu yiyenler; bu dengeyi bozarsanız turşu bozulabilir.
'BU YAZLIKLARI BEN Mİ YAPTIM' * Turşular turşusu, İspanya'nın güney sahilleri var. Bir beton yığını gibi, korkunç yerler... - Niye İspanya'ya gidiyorsunuz? Marmaris, Bodrum, Kuşadası var. Bu dedikleriniz doğru. Şehircilikte imar tatbikatında bir liralık yapılan hatanın kompansyonu bir trilyon liradır. Ama hiç kullanmamak da olmuyor. Hiç kullanmayalım deyince bu sefer kanun dışı olanlar hâkim oluyor. Ve bir müddet sonra onları aflarla meşrulaştırmak zorunda kalıyoruz. Oysa bu işin bir dengesi vardır. Ve ben bu dengenin insanıyım.
* "Çevre-imar dengesini ben kurarım" diyorsunuz?.. - Ben yakalarım. Tabii bu açgözlülükle benim iyi niyetle çıkardığım yasaları karşı taraf istismar edebilir. Ama Türkiye'de artık çevre bilinci yerleşmiş.
* Köyceğiz'de tekneyle giderken, beton üstüne beton tesisler gördüğünüzde içiniz yanmayacak mı? - Bu anlattıklarınızın hukuki gerçekliliği yok. Zaten gösterdiğin haberde de cümle düşüklüğü var. Bu bir resim... Şunları (yazlıklar) ben mi yaptım? Aslı Hanım lütfen cevap verin. Burayı yaparken Türkiye neredeymiş? Burada yaşayanların çoğunluğunu entelektüel seviyesi çok yüksek insanlardır. Meseleyi 200 senelik macerasıyla izah etmek isterim. Geç kalmış kapitalizmdeki ülkeler bir şeyleri hızla aşmak zorunda. Bu bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor.
Aslı AYDINTAŞBAŞ - ANKARA
|
|
|
|
 volkan yaman 27.04.2006 16:32:15 ya hiç bişey demiyorum. yani yuhh artık. doğal düzen hakkında ve onun bozulması sonucu nelerin yaşanacağını bilmeyen ve güzelliklerin teker teker yok olmasına rıza gösterenlerin yetki sahibi olmasıyla malesef bu türden talihsiz, hatta skandal diyeceğimiz açıklamalar geliyor. gerçekten çok üzücü. ))::
şu an bizde tahsis yasasıyla ormanların yok edilmesine karşı mücadele veriyoruz. bu açıklamarda gösteriyorki, bu mücaleye hız vermek gerekiyor. siz kimsiniz derseniz, ormanları urtarmak için 20'i aşkın sivil toplum kuruluşu, kurum ve kuruluşun desteğini alan bir platformuz. ormanları ve kıyıları ancak hep beraber kurtarabiliriz. bunun içinde imza kampanyamıza net.ten destek verebilirsiniz. işte web adresimiz:
www.sorgunplatformu.org
 Ahmet Yenal 27.04.2006 11:56:50 Forumdaki Arkadaşlara
Sayın Bakanımızın bu icraatına karşı yasal çerçevede neler yapılabilirse onu yapmalıyız. Sayın Bakanımız maalesef kararlı bu konuda.
O zaman acil olarak yoğun bir kampanya yapıp sivil toplum kuruluşlarını harekete geçirmemiz gerekir.
 Ahmet Yenal 27.04.2006 11:54:23 Sayın Bakanım
Bu turşu yiyenleri bize tanıtırmısınız acaba?
Senelerdir yiyorlar bir türlü doymadılar da
|
|
 |
|
 |
|