| |
Çankaya hesapları
Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın 23 Nisan günü TBMM'de yaptığı konuşma açık seçik gösterdi ki... Pek çok AK Partilinin gönlünde "aynı aslan" yatıyor: "Cumhurbaşkanlığı." Arınç'ın konuşması çok kapsamlı. Biz "işin o yanını" bir kenara bırakıyoruz. Konuşmanın "zamanına, mekanına" bakıyoruz. Ve yorumumuzu "tek kelimeye" sığdırıyoruz: "Çankaya."
Pek çok "kişi, kurum ve çevre" sanıyordu ki: Çankaya konusunda "AK Parti ile AK Parti'nin dışındakiler arasında maraza çıkacak." Bülent Arınç'ın "son çıkışı" gösterdi ki: Asıl kavga "AK Parti içinde" olacak.
Arınç "Cumhurbaşkanı görevdeyken Çankaya seçimini konuşmak saygısızlık olur" gibisinden bazı sözler söyledi ama... Söylemin "bu bölümü" nezaket icabıydı. Zira aynı Bülent Arınç aylardır "Çankaya seçimiyle ilgili olarak" konuşuyor. Artık konunun "saygı boyutu falan kalmadı." Çankaya seçimi gündeme "erken geldi." Buna "Çankaya kavgası" da diyebiliriz.
"Kavgayı" biraz açalım... Tayyip bey "ben adayım" derse, AK Parti içinde "ben de adayım" diyen çıkabilir mi? Bu soruyu "evet" diye yanıtlamak kolay değil. Ancak... Bülent Arınç'ın "23 Nisan çıkışının" gerisinde "Tayyip beye rağmen Cumhurbaşkanlığı' na adaylığı düşünmek" olabilir mi?
"Bu kadar büyük bir Meclis aritmetiğini yakalayan" hiçbir genel başkan, Çankaya gibi bir makamı "altın tepsi içinde başkasına sunmaz." Öyleyse "hesaplar" Tayyip beyin çıkacağı üzerine yapılır. Bu durumda "kavganın" konusu: "Öyleyse kim Başbakan olacak?"
Soruları çoğaltmak mümkün. Arınç "Prof. Erbakan'ın önünü kesmek... Saadet Partisi'ni makaslamak... Milli Görüş' ün oyunu almak" mı istiyor? Ve bunu "AK Parti adına" mı yapıyor? Yoksa, Çankaya'ya çıkamaması halinde "yeni bir parti ile hükümete alternatif olmayı mı" düşünüyor?
Seçimin üzerinden 3.5 yıl geçti. Halkta "hoşnutsuzluk" başladı. Tayyip bey AK Parti'yi "Milli Görüş çizgisinden hayli uzaklaştırdı ama, muhafazakar, liberal çizgiye de tam oturtamadı." Ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranabildi. Ve "muhalefetini arayan Türkiye'de" Bülent Arınç "ciddi bir muhalefet görümüne girdi."
AK Parti'nin 357 milletvekili var. 180 kadarı "Milli Görüş okulunda" ders görmüş. 100 kadarı "DYP-ANAP çeşmesinden su içmiş." 20 kadarı "MHP'ye uzak değil." "Geri kalanlar" da İstanbul Belediyesi'nden gelenler, siyasetle yeni tanışanlar, gençler, bağlantısızlar.
Partide, kim kime oy verirse, Çankaya sandığından kim çıkar? Muhalefet "lider" Erdoğan'a, "radikal" Arınç'a oy vermez ama... AK Parti'nin "liberal kanadından" Abdullah Gül ya da Abdüllatif Şener "muhalefetten oy koparabilir mi?" Yoksa bu kavga Cemil Çiçek'in, Mehmet Aydın'ın, Vecdi Gönül'ün veya bir başkasının adını mı "gündeme" taşır? Dedik ya, artık her şey "Çankaya'ya endeksli."
|