SABAH - 25/04/2006 - 'Devletin bütçesi kötüyse ticari kârlar kalıcı olmaz'

Şu an 25 Nisan 2006 - Salı tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	News in English

	Son Dakika

	Yazarlar

	Günün İçinden

	» Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Teknoloji

	Emlak

	Otomobil

	Detaylı Arama

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cuma

	Cumartesi

	Pazar Sabah

	İşte İnsan

	Sinema

	20. YILA ÖZEL

	Turizm Rehberi

	Çizerler

Google Arama

	'Devletin bütçesi kötüyse ticari kârlar kalıcı olmaz'
	'Mesleki eğitime yazık oluyor sanayide eleman sıkıntısı kapıda'

'Devletin bütçesi kötüyse ticari kârlar kalıcı olmaz'

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu iş dünyası olarak 2001 krizinden çıkardıkları dersi şöyle özetledi: Devletin bütçesi kötüyse bizim kârlarımızın kalıcı olmadığını öğrendik. Düşüncemizde devrim yaşadık.

Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu 2001 kriziyle devletin bütçesinin iyi yönetilmesinin önemini kavradıklarını belirtti. "Kamunun bütçesinin hepimizi ilgilendirdiğini anladık" diyen TOBB Başkanı özel sektörde adeta düşünce devrimi yaşadıklarını kaydetti. SABAH buluşmalarında bir araya geldiğimiz TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu özelleştirmelerden, ekonomik programlara, eğitimdeki yanlış politikalardan sanayi stratejisine kadar pekçok konuyu değerlendirdi:

Koç'a yazık olur
* Geçtiğimiz yıl birçok özelleştirme gerçekleştirildi. Tüpraş 4.1 milyar dolar ile en büyük satışlar arasında yer aldı. Koç Grubu en yüksek teklifi verdi; daha sonra finansman anlaşmalarını tamamlayıp özelleştirme bedelini ödedi. Şimdi hukuki sürecin sonuna geliniyor. Eğer Tüpraş'ın kamuya geri verilmesi gibi bir karar çıkarsa Koç Grubu'na yazık olur. Bu tarz bir geri dönüş Türkiye'ye de zarar verir. Gelecekteki kamu satışlarında sıkıntı yaratır.

* 2001 krizinin iş dünyasına en büyük faydası ekonomideki makro dengelerin önemini öğretmesi oldu. Aslında işadamlarını birçoğunun kriz öncesinde işleri iyi gidiyordu. Ancak kamunun bütçesindeki açıklar ve makro konulardaki eksiklikler dönüp tüm iş dünyasına olumsuz etki olarak yansıdı. O zaman anladık ki devletin bütçesi iyi yönetilmiyorsa kim ne yaparsa yapsın boş. Bizim ettiğimiz kârların önemi yok. Bunu özel sektöre yaşadığı kriz öğretti.

İnce ayar yapılmıyor
* Türkiye'de daha önce de ekonomik programlar uygulandı. Hep aynı yanlışa

düşüyoruz gibi bir durum söz konusu. Makro hedefler ve amaçlar güdülürken dünyada veya Türkiye'deki ekonomik değişimlere uyumda zorlanılıyor. Programlarda ince ayar ve konjonktüre uyum sağlama hep ikinci plana atılıyor. Bugün geldiğimiz noktada uygulanan ekonomik programın olumlu sonuçları tartışılmaz. Faiz ve enflasyonda gelinen nokta çok olumlu gerçekten. Ancak işin detayına indiğinizde mikro seviyede işletmelerde büyük sıkıntı yaşanıyor. Bunu en basitinden protestolu senet sayısındaki artıştan takip etmek mümkün. Büyüme, faiz ya da enflasyon oranlarından çok daha büyük oranlarda protestolu senet sayısı artıyor. Bu da mikro seviyede yani işletmeler bazında sorun olduğunu ortaya koyuyor.

Strateji belgesi
* Türkiye'nin en büyük eksikliği bir sanayi stratejisinin olmaması. Programlar hazırlanıyor ancak daha sanayi envanterine bile sahip değiliz. Aslında sanayi tesislerinin kapasitelerini anında izlemek mümkün. Biz TOBB olarak zaten 70 bin işletmenin kapasite belgesini sağlıyoruz. Bunu 250 bin işletmeye yayabilmek çok zor değil. Başbakan'ın odasından bile tüm sanayideki üretim kapasitesini izlemesini sağlayacak sistemi kurabiliriz. Böylece durumu yakından takip etmek ve anında ayar ve müdahele imkanına sahip oluruz. Ayrıca DPT ile koordineli olarak sanayi stratejisi konusunda bir çalışma yapıyoruz. Bu çalışmanın sonuçları da yakında paylaşılacak. Fakat kamudan destek almada zorlanıyoruz. Kurumlardan bilgi almakta sıkıntı yaşıyoruz.

SİNAN ŞAHİN