İlişki mi yoksa kabus mu?
İlişkilerde beklentilerimizi yüksek tutmak bizi hayalkırıklığına uğratıyor ve mutsuz ediyor
Geçenlerde bir arkadaşım ilişkilerden yana dertleniyordu. "Her şey çok iyi başlıyor, son derece ilgili, karizmatik, sürekli arıyor veya mesaj yolluyor, bir heves "tamam bu!" diyorum, ondan sonra gerçek yüzü ortaya çıkıyor.'' "Gerçek yüzü mü ortaya çıkıyor, yoksa senin en başta kapıldığın özellikler bir ilişkiyi götürecek özellikler olmadığı için mi hayalkırıklığına uğruyorsun?" dedim... Hayalinizdeki ilişkiyi bulamamaktan şikayetçiyseniz belki de beraber olmak istediğiniz insanı yanlış yerde, yanlış bir şekilde arıyorsunuz. Yani oyunu doğru oynamıyorsunuz. Önce gerçekten ne istediğinize karar verin ve kurbağaları öpmeyi bırakıp, sizin için doğru insanı bulun.
BEYAZ ATLI PRENS Televizyonda muhteşem düğünlerin gösterildiği bir program seyrediyordum geçenlerde. Adam yakışıklı, karizmatik, zengin. Kadın çok güzel. Evleniyorlar. Adamın hayali 1001 gece masalları misali bir düğün hazırlamakmış. Eh parası da var, en ince ayrıntıya kadar düğünü dizayn etmiş, ikisi de konukların arasına atların üstünde geliyorlar, herkes masallardaki gibi giyinmiş, binlerce güvercin uçuruluyor falan... Düğün sonrası televizyon programında ikisi de konuşuyorlar. Anlıyorsunuz ki kadın için güzel evlerinin bahçesinde verecekleri bir parti bile yeterli ama adam için gösterişi olmayan bir parti söz konusu bile olamazdı.. Kadının düşündüğünün zerre kadar önemi yok, program boyunca kadını konuşturmadı bile kendi ideallerini anlatabilmek için... Düşündüm de 20'li yaşlarımdaki tecrübesizliğimle böyle bir adamı beyaz atlı prens olarak görürdüm, şimdi ise gördüğüm tek şey; aman Allahım bu kadar başkalarının onayı için yaşayan bir adamla nasıl evlenebilir? Erkekler hayatımıza "işte aradığım kadın bu" diyebilmek için girmiyorlar. Bizler gibi karakter, özellik, o özel kişiyi bulabilme arayışı içinde değiller.. Ama istedikleri arabayı, botu almak için sonsuz zaman harcayabilirler. Bu demektir ki biz kadınlar onların ilgisini çekeceğiz. Ancak sadece ilgisini çekebilmek için bir başkası olmaya çalışıyorsanız, onlara aksesuar olmaktan ileri gidemezsiniz.
GELECEK OLMALI Diyelim yeni birisi ile tanışıyorsunuz. Daha ilk çıktığınızda sizi lüks bir restorana götürüp teknesini anlatıyor, altın saatini gözünüzün içine sokuyor olması pek çok kadın için ideal adam sınıfına girmesine yeterli. Gerçekten böyle bir adamla yaşamak ister misiniz? Sizi en başta bir erkeğe çeken özellikler uzun vadede Onu iyi bir eş yapmıyor. Kendisinden çok, ailesine para, zaman ve enerjisini harcayan birisini tercih etmez misiniz? Sadece kendisi için yaşayan, kontrolcü, geçinmesi zor birisi ile beraberseniz gerçekten yaramaz. Anlamsız sosyal aktivitelerle dolu, üretkenlikten uzak, sizi ve ilişkiyi hiçbir yere getirmeyecek erkekler gözünüzü boyamasın diye yazıyorum. Birkaç sefer görüşmek için eğlenceli biri olabilir ama bir gelecek olmadığı kesin. Eğer hayalinizdeki erkek size her türlü ilgiyi gösterecek, sadık bir George Clooney ise daha baştan kendinizi mutsuzluğa hazırlıyorsunuz. Oscar gecesini sunan Amerikalı meşhur politik komedyen John Stewart, George Clooney'nin en iyi film adayı olan "Good Night Good Luck" filmine, "George Clonney'nin sadece filminin ismi bu değil, çıktığı tüm kadınlarla da geceyi böyle bitiriyor" diye espri yapmıştı. Mükemmel bir erkek yok, mükemmel bir kadın yok, mükemmel bir ilişki yok, her ne kadar bunu bildiğimizi söylesek de yine de beklentilerimizi yüksek tutmak bizi hayalkırıklığına sürüklüyor ve mutsuz ediyor. Bir ilişkiyi götüren, beraber olmaktan zevk aldığınız, ait olduğunuzu hissettiğiniz, olduğunuz gibi olmanızdan sizi rahatsız hissettirmeyecek, ılık, samimi bir tecrübe, işte aradığınız kişi bu olmalı size bunu hissettiren. İhtiyaçlarınızın birleştiği, paylaştığınız, sizi tamamlayan, hayata beraber anlam saptadığınız kişi. Hedefiniz bu olmalı...
Elvan Demirkan
|