|
|
|
|
|
|
Dünyayı biz kurtaracağız
1980 sonrası doğan ve "İndigo" olarak adlandırılan çocuklar, 2007'de dünyayı kurtaracaklarını iddia ediyor. Uzmanlar ise bunun mümkün olmadığını söylüyor.
İndigoların hayali dünya barışı
1980'li yılların 'indigo çocukları' artık büyüdü. Şimdi dünyadaki savaşlara son vereceklerini düşünüyorlar. Yaşları 16- 26 arasında değişen bu gençler 2007'den itibaren özellikle Ortadoğu'dan başlayarak planlarını yürürlüğe sokacaklarını ileri sürüyorlar.
Kendilerini yeni dünyanın çocukları yani "indigo" olarak tanımlıyorlar. 1980-90 yılları arasında doğdular. Belli bir misyon için bu dünyaya geldiklerine inanıyorlar. Bu inançlarının amacı da dünyada barışı sağlamak. Artık yeterli çoğunluğa ulaştıklarını dünyadaki savaşları sona erdireceklerine inanıyorlar. Hatta bunun için ışıltılar saçan bir tarih de belirlemişler: 9 Kasım 2007. Bu tarihten itibaren başlayan bir süreçte özellikle Orta-Doğu ülkelerinde yaşayan indigo çocuklar savaşı sona erdirecekler...
TÜRKİYE'DEKİLER ÖNEMLİ Jeopolitik konumu nedeniyle Türkiye'deki indigolar rollerinin önemli olduğunu düşünüyor. Kurdukları internet grubunun 700 üyesi var ve bu da onları dünyanın ikinci büyük indigo grubu yapıyor. İnternetten yayın yaptıkları dergilerinin de binlerce kişi tarafından okunduğunu düşünüyorlar. Bu internet grubunun ve derginin kurucusu Mehmet Karaarslan (22), bundan altı yıl önce Sofie'nin Dünyası'nı okuyarak konuyla ilgilenmeye başladığını anlatıyor: "Daha sonra dini konulara yöneldim. Kuran'ı okudum. 'Ben kimim' arayışı içine girdim. 2000 yılında Kyron sayesinde indigo çocuklar konusuyla karşılaştım. Araştırınca indigo çocukların özelliklerini kendimde buldum." Derginin yazarlarından olan Doruk Oğuz (20) ve Özge Esirgen'in (22) de kendilerini indigo olarak tanımlamalarının benzer bir hikayesi var. Çocukluklarından beri felsefi konulara ilgi duyduklarını söyleyen gençler, ilerleyen zamanlarda kendi üzerlerine daha fazla düşündüklerini; kendi deyişleriyle "farkındalıklarının" arttığını anlatıyorlar. Bundan sonra da kendilerini dünyaya hizmet etmeye adamışlar. Çünkü "Önemli olan 'ben' değil. Biz zaten kendimizin farkındayız. Dünyanın değiştirilmeye ihtiyacı var. Bu bizim kişisel misyonumuz değil, dünyanın misyonu. Biz birer aracız. Sadece biz bunun farkındayız" diyorlar. Peki ama dünyaya barışı nasıl getirecekler? Yeterli sayıya ulaştıklarında yani 2007'den başlayarak önümüzdeki 10 yıl içinde sorun hallolacak. Mehmet Karaarslan dünyada olup bitenleri çok yakından takip ettiklerini ve tüm gelişmelerin farkında olduklarını anlatıyor: "Biz yani bilinçli yeni nesil toplum liderleri olmaya başladığında dünyada barış sağlanacak. İşler iyiye gitmeden önce kötüye gidiyor gibi gözükebilir. (Şu an bunu yaşıyoruz) Uygarlığımızı yeniden inşa etmek için önce temelin temizlenmesi gerekiyor. Temelin temizlenmesini sağlayan kişiye indigo deniyor. Gelecek biziz, o yüzden gelecek için kaygılanmıyoruz." Özge Esirgen ise bu gelişimi şöyle açıklıyor: "İndigo çocuklar bir görev bilinciyle dünyaya geliyorlar. Bunu belli bir yaştan sonra daha yoğun olarak hatırlamaya başlıyorlar. Bu görev dinsel veya politik anlamda olmak zorunda değil. Artık tüketim son haddinde. Sanatta, bilimde, dinde, politikada her şey son kapılara dayandı. Artık daha ileri gidilemiyor. O yüzden 80'lerde çok fazla görevli varlıklar dünyaya gelmeye başladı. Çünkü her alanda değişime ihtiyaç var. Kurtuluş Savaşı sırasında on tane vardı. Şimdi onlardan yüzlercesi var. O ruhla mücadele ediyorlar."
YÜZDE 70'İMİZ BÖYLE Daha da somut olarak açıklamak gerekirse internet üzerinden daha çok insana ulaşıp onları bu değişimin farkında olmalarına çalışıyorlar. Şu an Bilgi Üniversitesi Televizyon Gazeteciliği okuyan Mehmet Karaarslan ilerde kendi amaçları doğrultusunda mesleğini yapmak istiyor. Bu amaçlardan biri İstanbul'da sağladıkları standartların Doğu'da ücra köşelere ulaşması . İstanbul Üniversitesi Antropoloji Bölümü öğrencisi Doruk Oğuz, akademisyen olarak daha çok gence ulaşacak. Koç Üniversitesi Siyaset Bölümü öğrencisi Özge Esirgen ise insanlığa hizmet edecek bir iş yapacağını; ancak bunun ne olduğunu henüz bilmediğini söylüyor. Şu an Türkiye'deki gençlerin yüzde 70'inin kendilerini "indigo" olarak adlandırmasalar da aynı bilinçte olduklarını söylüyorlar ve " Biz ümidin adıyız" diyorlar. Röportajın sonunda umarım 20 yıl sonra tekrar konuşma fırsatımız olur dediğimde, "O kadar uzun zamana ihtiyaç yok, 5 yıl yeterli" demeden de duramıyorlar... Fotoğraflar: Sinan Akyüz
Ece Koçal
|
|
|
|
|
|
|
|
|