|
|
|
|
|
|
Dayak olayında hatalı benim
*Dizim 'Bendeniz Aysel' Sinan Çetin'in gazabına uğradı. Ona kızgınım. *Bana tokat atmış birinin bir daha elini tutmam. Çünkü o el bana yine kalkacaktır... *Dün çıkan şarkıcıların arabası var. 10 yıldır çalışıyorum bir araba almaya hakkım olsun.
Tokat atan eli bir daha asla tutmam
Deniz Akkaya, kendisine dayak atan sevgilisiyle ilgili "Bugüne kadar gidip böylelerini buldum. Yaşadıklarım bana ders oldu. O el bana karşı bir gün yine kalkacaktır. Bunun farkındayım. Bazı hatalar mutlaka tekrarlanır. Artık kararlarımdan dönmem" diyor.
Sohbet edeceğim insanlarla buluşmaya giderken, genellikle yazının giriş bölümünü yazmış oluyorum. Nasıl bir geyik yapmam gerektiğini, nerede espriyi vuracağımı ve sohbet bölümüne meseleyi nasıl meşakkatli bir biçimde bağlayacağımı bilerek giderim. Deniz Akkaya ile buluşmadan bir önceki gün -hani güneşin tutulduğu- sıcak havalar ile ilgili bir giriş yapacaktım. "Benimkisi de çok eğlenceli bir iş canım, arkadaşlarım gazetede ruhlarını teslim ederken, ben bu sıcak havada bebekte Deniz Akkaya ile boy boylayıp, soy soyluyorum" filan deyip bu ahvalde geyiğin suyunu çıkaracaktım. Ama sabah uyandığımda "cama vuran her yağmur damlası", makus talihimin kafama vururken çıkardığı sesin temsili canlandırıcıları idi. Tam anladınızsa konuyu örnekle renklendireyim; hani bir nevi İzmir'in kurtuluşu kutlamalarındaki temsili Yunan askerlerini canlandıran ve sürekli kendilerine "neden ben" diye soran lise öğrencileri gibi... Deniz Akkaya ile ilk buluşmamız biraz gergin geçmişti. "Bendeniz Aysel" dizisinin setinde tanışmıştık. "Deniz Hanım hani oyunculuk, gazetecilik, fotomodellik ama aslında hangisi yani?" gibi saçma bir soru sormuştum. O da "Ben geçen yıl tüm vergimi oyunculuktan verdim" demişti. Ben de "Ne bileyim Maliye'den değil, Sabah Gazetesi'nden geliyorum" demiştim. Ama çok olgun bir insanımdır. Bu cevabı içimden vermiştim. Maksat sette tatsızlık çıkmasın... Bu kez çok farklı bir ortamda bir araya geldik. Bebek Koru Kahvesi'nde çiseleyen yağmur eşliğinde uzun uzun konuştuk. İşte Deniz Akkaya'nın halet-i ruhiyesi...
* İnsanlara nazım geçsin diye çok uğraşan biri değilim. Çok köşeliyimdir. Mesai saatlerimin dışında çıkarları için yaşayan biri değilim. Benim çizdiğim bir imajım var. Bana göre o benim karikatürüm. Bu karikatürü güçlendirmek için masa altından birileri ile sürekli ense tokat olmak tuhaf geliyor. Hepimizin sevgisini antipati ile kazanmış Okan Bayülgen, sevgiyle kazanmış Türkan Şoray, Sezen Aksu gibi isimlerin kredisi basında çalışan arkadaşların gözünde limitsiz. Bu işe yeni başlamış korunan insanlar için de başta söylediklerim geçerli. Değerimin anlaşılması için seneler geçmesi gerekiyorsa geçsin. Ben gizlisi kapaklısı olan biri değilim. Senin ropörtaj yaptığın herkes bunu söylüyor sana. Ama ben gerçekten öyleyim. Bu yolu ben tercih ettim. Darbe yemek de insanı olgunlaştırıyor.
RAHŞAN GÜLŞAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|