|
|
'Sarı Zeybek'le damak dansı damak dansı
Bazı psikologlar 'affetmeye' çok önem verir. Niye? Çünkü tersi... Yani affetmek yerine kızmak, sinir olmak, hınç duymak insanı yıpratır, strese sokar. Valla psikologlar haklı olabilir ama benim affedemediğim nice insan ve uygulama oldu bu ülkede. Bunlardan biri de rakı meselesi! Yıllarca bu halkı kötü rakılara mahkum ettiler. Devlet tekeli 'milli içkimiz'in içine etti... Özelleştirme ve serbestleşme sonrasında ise rakının şahlanışına şahit olduk. Artık özel şirketler her damağa, her zevke, her ortama uygun rakı üretiyor. Peki Türk girişimcileri bu işi geçmişte de yapamaz mıydı? Elbette yapardı. Ama siyasetçiler ve bürokratlar izin vermedi. Onları affetmiyorum!
*** Bu gergin girişten sonra gelelim işin keyifli kısmına... Geçenlerde Harbiye'deki Lütfi Kırdar Kongre Sarayı içinde yer alan Borsa lokantasında ilginç bir yemek vardı. Efe Rakı'yı da üreten İzmir kökenli Elda şirketi, 2006'da piyasaya sürdüğü Sarı Zeybek adlı özel rakısını, gurmelerden ve benim gibi meraklılardan oluşan bir gruba sundu. Eskiden rakıyı sek içmek normal bir damak ve gırtlak için berbat bir deneyimdi. Halbuki Borsa'da yemeğe oturmadan önce Sarı Zeybek'i susuz, buzsuz içtik. Nefisti. Çünkü iyi dinlenmiş, alkolü yumuşak bir rakı bu... 'Dinlenmiş' dedik de... Sarı Zeybek hakikaten iyi dinleniyor. Önce 3 ay çelik tanklarda, ardından bir 3 ay da Fransa'dan getirilen özel meşe fıçılarda uykuya yatıyor. Eh, anasonu kaliteli olunca ve iki kere de damıtılınca; ortaya harika bir içki çıkıyor. Eskiden, 100 yıl kadar önce havyar bolmuş. Erbabı rakıyı siyah havyar eşliğinde içermiş. Biz de küçük, kızarmış ekmeklerin üstüne siyah havyar koyduk ve Sarı Zeybek eşliğinde yedik. Ve anladık ki atalarımız ağzının tadını biliyormuş! Nispet yaparcasına yemeği uzun uzun anlatmayayım. Gerçekten çok iyiydi. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Sarı Zeybek 'olmuş'! Rakı seven arkadaşlarınıza hediye olarak dahi götürebilirsiniz...
|