kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Hincal Uluc @ SABAH
Tel:
0212 3544813
Fax:
0212 3544891
 
Operadaki Hayalet.. Ve kadınlar!..
Tecelli'den Abuzittin'e Mektuplar
Hayvansever!..
Hayyam'dan!..
Türkçe!..
Ölçü!.. Ah ölçü!..
PAZAR NEŞESİ
BİZİM DUVAR
SEVGİLİYE ÖĞÜTLER
SEVDİĞİM LAFLAR

Operadaki Hayalet.. Ve kadınlar!..

Opera'daki Hayalet, Pompiş Ayşemi çok etkilemiş.. "Of of offff, öyle bir aşk üçgenine yakalandım ki işin içinden çıkamıyorum" diyor..
Yazarken anlatmıştım.. Filmi birlikte izlediğim kız arkadaşım da çıkamamıştı işin içinden.. Kadınlar pek çıkamıyor.. Filmin kadınların favorisi olması da biraz bundan..
İnternet üzerinden yapılan anketlere katılan yüz kişiden 48'i, 10 üzerinden 10 vermiş filme.. (Hâlâ görmediyseniz ayıp artık..)
Yüksek notu verenlerin çoğu kadın.. En çok beğenenler de teenager kızlar.. Yani 18 yaş gurubu.. Bunların not ortalaması 9.2.. İkinci sırada 8.5 not ortalaması ile 18-29 yaş gurubu ile gene kadınlar var..
Erkek milletinin filme verdiği not, ortalama 7.1!.
Yani Operadaki Hayalet aslında kadına hitap eden bir film..
Neden?. Çünkü filmin merkezinde, özünde kadın var.. Kadının ruhu var!..
Ayşe "Kadınlar Opera'daki Hayalet'i ister, sonunda gidip kalplerini Kont'a verirler" diyor..
Bir yerde doğru.. Kadınlar Hayalet'i ister, ama sevmek değil, kullanmak için..
Gerçek hayatta romandaki, sahnedeki ve filmdeki örnekler çok..
Kadın Hayalet'e aşık falan değildir.. Amacı, ihtirasları uğruna Hayalet'i kullanır.. Kadını seven, onun tarafından sevildiğine inanan / inandırılan hayalet, kendisi arka planda kalarak, hiç ortaya çıkmayarak tüm gücünü harcar, isimsiz bir küçük kızı, şana, şöhrete, doruklara ulaştırır.. Onu yıldız, onu Diva yapar ve tam da o anda işi biter.. Son kullanılma tarihi gelir..
Kadın gider.. Hayalet ile geçirdiği yılların, ziyan olduğunu düşündüğü senelerin acısını çıkarmak için kucaktan kucağa dolaşmaya gider..


Andrew Lloyd Webber, dünyayı sarsan müzikalini 1990'da filme çekmeye karar verdiğinde, başrolleri Londra sahnelerindeki oyunun yıldızları Sarah Brightman ve Michael Crawford'a vermeyi düşünüyordu. Sarah karısıydı o zaman. Boşandılar.. Webber filmi erteledi.. Tam 14 yıl sonra çekmeye başladığında Christine rolünü 16 yaşındaki Emmy Rossum'a verdi.. Yani.. Filme karar verildiğinde, başrol oyuncusu henüz 2 yaşında idi..


Filmdeki herkes kendi sesi ile söyledi.. Opera Divası Carlotta'yı oynayan Minnie Driver hariç. Çok iyi bir şarkıcı olmasına rağmen Minnie'nin Opera deneyimi yoktu. Onun şarkılarını bir soprano seslendirdi filmde. Ama Webber Minnie'nin de gönlünü aldı. Son jenerikte yer alan, çoğu seyircinin dinlemeden kalkıp gittiği (Tabakhaneye yetişmeleri lazım ya) Oscar adayı "Learn to be lonely/ Yalnız olmayı öğren" adlı şarkıyı Minnie'ye söyletti.
Sahnedeki temsilde olmayan bu şarkıyı Webber özellikle film için yazmıştı. Orijinal senaryoda Hayalet söylüyordu. Ama filmin temposunu düşüren sahneleri ayıklarken, Webber şarkıyı filmin içinden aldı, son jeneriğe koydu. (Mustafa Altıoklar'a ithaf..)


Londra ve Broadway temsillerinin doruk noktası dev avizenin çöktüğü sahneydi. Milyonlarca insan sadece bu sahne için tiyatroya koştu. Gerçekten müthiş bir sahneydi. İzlerken donup kaldığımı hatırlıyorum.
Oyunda ilk perdenin sonundaki sahne, filmde finale taşınmış. Ne var ki, sahnedeki havayı ekranda vermek mümkün değil.. Filmle, canlının farkının en çok ortaya çıktığı yer de burası işte..
Bir ton ağırlığındaki avizeyi Swarovski yapmış.. Maliyeti 1.3 milyon dolar.. Ve de iki tane yapmış.. Yedekli.. Ne olur, ne olmaz!..


Filmde Christine'in babasını Ramin Karimloo oynuyor. Ramin, Londra'da sahnede kızın sevgilisini, yani Kont'u oynuyordu, film çekilirken..
Sahnede sevgilisi, sette babasıydı, yani..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Erdi bahar sardı yine..   / 15-04-2006
 Bir çılgın kafadan İstanbul Tasarımları..   / 14-04-2006
 Fenerbahçe şampiyon olur!..   / 13-04-2006
 Habercilik çok pahalı olduğu için..   / 12-04-2006
 Operadaki "Muhteşem" Hayalet!..   / 11-04-2006
 Kadınlar kedi, erkekler köpek!..   / 09-04-2006
 Polise görevini kim anlatacak!..   / 08-04-2006
 Dostu az, düşmanı çok kent.. İzmir!..   / 07-04-2006
 Devlet nerede?.. İşadamlarımız nerede?..   / 06-04-2006
 Kordonboyu seyrine çıkmış..   / 05-04-2006
REHA MUHTAR
Erkek egemenliğinde kadın parmağı...
Hayatı...
EMRE AKÖZ
Kişisel din olur mu?
Sosyal, siyasal, kültürel...
MAHMUT ÖVÜR
Bunlar da devletin 'ur'ları!
Türkiye'de siyasi irade...
HINCAL ULUÇ
Operadaki Hayalet.. Ve kadınlar!..
Opera'daki Hayalet,...
GÜLSE BİRSEL
Bu alet hayatınızı değiştirecek!
Geçen akşam, bir...
Düğümü Rüştü çözdü: 5-3
Düğümü Rüştü çözdü: 5-3
Fenerbahçe, gelecek hafta ligin düğümünü çözmesi beklenen G.Saray...
Hoparlörden terör anonsu
Hoparlörden terör anonsu
Maç sonu, stat hoparlöründen "Lay lay Kanarya olamazsın şampiyon"...
Millet sizi affetmez bunu sakın unutmayın
Cumhurbaşkanı Sezer'in irtica, kadrolaşma, yargıda siyasallaşma...
İran'a nükleer gözdağı
Türkiye, kitle imha silahlarına karşı 57 ülkenin davet edildiği bir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu