| |
|
|
Ya süreç tersine dönerse
PKK terörü taban kaybetmesine ve giderek marjinalleşmesine karşın, bir yandan da daha tehlikeli hale geliyor. Siyasi amacı kalmayan ya da siyasi amacı elinden alınan terör örgütlerinin genel durumuna düşüyor. Bu arada AKP içinde Güneydoğu'daki statükoyu bilenlerin ortaya koyduğu bir görüş var. Bu görüşe göre, hükümet önümüzdeki dönemde en fazla bir Kürt-Kürt çatışmasından çekiniyor. PKK'nın yaratacağı rahatsızlık ortamının PKK karşıtı başka oluşumları ortaya çıkarmasından endişe ediyor. Bu oluşumların PKK'dan rahatsızlık duyan Kürt gruplardan meydana gelmesi olasılığından korkuluyor. Yani bir Türk-Kürt çatışması değil bir Kürt-Kürt çatışması olasılığı. Bu arada bir başka korku ise İspanya, İtalya ve hatta Belçika'da görülen türden bir "ayrılıkçı" hareket. İspanya'da "zengin ve üretken" Bask ile Katalunya'nın "fakir" İspanya'dan bağımsız hareket etme isteği biliniyor. Benzer bir durum İtalya'da söz konusu. Ayrılıkçı Kuzey Ligi, "fakir" Güney'den kopmak istiyor. Benzer bir durum Belçika için söz konusu. Dünyada genellikle zengin olan fakir olanı sırtından atmak isterken, bunun tam tersi tek örnek Türkiye'deki PKK. Ancak demokratik açılımlardan sonra aklı başında Kürtçüler bile ayrılıktan söz etmiyor; bölünme istemiyor. Buna karşın PKK'nın terörü sürdürmesi halinde olayların farklı bir mecraya akması söz konusu. Yani Batı'nın Doğu'yu istememesi gibi bir durumun ortaya çıkması... Kendini mağdur hissetmeye başlayanların, süreci tersine çevirmeleri siyasete kafa yoranların yeni korkusu. Aklı başında ve Türkiye'yi seven aydınların üzerinde düşünmesi gereken yeni süreç bu olabilir.
|