kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 

"Çağdaş olalım" diyerek çağdışı olmamalıyız...

Geçenlerde kamuoyu eğilimleri konusunda dünyaca ünlü bir uzman kuruluşun Amerikalı yöneticisi ile uzun uzun sohbet ettik. Sade ana-babaları değil toplumları da ilgilendirmesi gereken bir gözlemini anlattı bana.
Şöyle dedi özetle:
- Çocuğunuz devre sonunda okuldan karnesini getirince, başarıyı yansıtan notlarına değil, aldığı zayıf nota takılırsınız genellikle. O zayıf notu yükseltmesi için özel ders aldırırsınız mesela. Oysa çocuğunuzun başarılı olduğu dersler, onun hayatta hangi alanda temayüz edebileceğinin de işaretçileridir. Zayıf olduğu dersleri takip ettiğiniz kadar, başarılı olduğu dersler konusunda da onu teşvik edip destek verirseniz, evladınızın sade okuldaki değil yaşamındaki başarısına da katkıda bulunmuş olursunuz.
Biliyoruz ki "Başarı" bazı coğrafyalarda, bu başarının sahipleri dışındaki kesimler tarafından çoğunlukla görmezden gelinir hatta kıskanılır ve başarı sahipleri yıpratılmaya çalışılır.
Ben bunu 40 yılı aşkın gazete yazarlığı serüvenimde de gördüm.
Bir kişiyi veya bir kadroyu yerip, olumsuz biçimde eleştirdiğimde, hiç tepki almadım. Ama bir kişiyi veya kadroyu belirli konulardaki başarılarından dolayı kutlayınca, sayısız tepkilere hedef oldum.
Oysa Türk toplumunun da diğer toplumlar gibi başarı öykülerine ve moral takviyesine ihtiyacı var. Mesleklerine ve ülkelerine hizmet etmek için yola çıkanlar, başarıları ve hizmetleri takdir edilmediği ve bir şekilde aşağılandıkları takdirde, iyi yetişmiş, seçkin kadroların kamu görevine talip olmaları düşünülebilir mi?
Son bir örnek, Finansbank'ın iyi bir fiyatla Yunanistan'ın Ulusal Bankası'na satılması ertesindeki tepkilerden verilebilir.
Düşünün ki, bundan çok kısa süre önce, 2001'de patlayan ekonomik kriz sonunda sayılarını hatırlayamadığımız Türk bankaları battı. Bunların sahipleri iflas etti, yargı önüne gittiler, bu bankalardaki mevduat sahipleri zarar gördü. Bunların batması sonucu ulusal ekonomide açılan yaraları kapatmak için, TMSF bunların malvarlıklarını haraç mezat satarak paraya çevirmeye ve Hazine'ye aktarmaya çalışıyor.
Finansbank bu krizi atlatabilen ve iyi yönetimle uluslararası pazarda da değer kazanan bankalardan biri. Böyle olduğu için de Yunan sermayesi bu bankaya talip oldu. Daha önce de Dışbank'ın iyi bir fiyata Hollanda'nın Fortisbank'ına satılması, aynı tür olumlu bir gelişmenin işaretiydi.
Bunlar Türk ekonomisi için başarı öyküleridir. Bu kutlanacakken, "Yunanlıya banka satılır mı" dediğiniz zaman, hem ekonominin ve sermayenin global gerçeklerini görmezden gelmiş, hem de anlamsız bir şovenlik yapmış olursunuz. Bankalarımızın değerlenmesi değil, batmaları mı daha fazla milliyetçi bir tablo sergiler yani?
"Anlamlı ve akılcı milliyetçilik", bir Türk şirketinin değerlenmesine ve o değeri yansıtan sermayenin Türkiye'ye gelmesine tepki koymak içinde bulunamaz. Burada doğru ve akılcı olan davranış "Neden Yunanistan'ın da, Kıbrıs Rum kesiminin de kişi başına düşen ulusal gelir payları, bizimkinden kat kat yüksek" sorusunun cevabını ararken, içe dönük ve dünyadan kopuk ekonomik modelin, Türkiye'yi global yarışta nasıl geride bıraktığını saptamaktır.
Başarının üzüntü yarattığı, başarılının karalandığı, evrensel doğruların yerelde şoven tepkilere neden olduğu, dünyaya açılmak yerine yabancı düşmanlığının yükselen değer kabul edildiği bir ortamda yaşamaya Türk toplumunu müstahak gören anlayış, geçmiş yıllarımızı yeterince ziyan etmedi mi? "Çağdaş Uygarlık" sloganı ile çağdaş ve uygar olan her şeye tepki koyanları anlamak çok zor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bilgisiz, iletişimsiz, katılımsız demokrasi modeli...   / 14-04-2006
 Kürt realitesine demokratikleşme neden yetmedi?   / 13-04-2006
 Erdal İnönü ve siyaset   / 12-04-2006
 Sakıp Sabancı öncü girişimcilerin simge ismiydi   / 11-04-2006
 Spagetti demokrasi ve acılı kebap demokrasisi...   / 10-04-2006
 Karanlığa kızacağına bir mum yaksana   / 09-04-2006
 "Stratejik ittifak" kavramı artık işe yaramıyor...   / 08-04-2006
 Kafamızdaki izdihamdan ötürü göz gözü görmüyor   / 07-04-2006
 Bunlar neden bizim gibi değiller ki?   / 06-04-2006
 Krizin nedeni iktidarın korkaklığı mı?..   / 05-04-2006
YILMAZ ÖZDİL
Hutbe...
Hükümet, yeni bir uygulama başlatıyor.
MEHMET BARLAS
"Çağdaş olalım" diyerek çağdışı...
FATİH ALTAYLI
Ya süreç tersine dönerse
PKK terörü taban kaybetmesine...
ERDAL ŞAFAK
Var mı tanıdığınız?
"Ekonomi bilen, toz...
MEHMET ALTAN
Türkiye aslında 26 yaşında...
Pazartesi günü Turgut...
'7'nci madde devreye girsin
Rice, "Uranyum zenginleştirmeye devam edeceğiz" diyen İran'ı askeri...
Rumsfeld'e karşı kazan kaldırdılar
ABD ordusunun eski generalleri: Savunma Bakanlığı'ndaki kötü...
Erken uyarı sistemi
Erken uyarı sistemi
Galatasaray, 1998'den sonra Kadıköy'de oynadıkları derbilerin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu