Kapitalizmin tek kusuru!
Kapitalizm, bugün elde ettiğimiz rahatlıkların en önemli itici gücüdür. Elektrikten uçağa, bilgisayardan dolmakaleme kadar hayatımızı değiştiren, etkileyen birçok ürün serbest piyasa ekonomisindeki rekabetin zorladığı yarışma sonucu ortaya çıkmıştır. Ancak, denetlenmeyen, kontrol edilmeyen serbest piyasanın küçük bir kusuru vardır: Sizi öldürür. Şirketler, sahipleri veya bugünün dünyasında dev şirketleri hissedarlar adına yöneten profesyonel yöneticiler, daha fazla kazanç sağlamak, bankadaki (hiçbir zaman tüketemeyecekleri) paralarının miktarını artırmak, daha büyük uçak, daha büyük tekne almak için size ölümcül yalanlar söyler. Nasıl mı? En basit örneği, sigara. Sigara üreticileri yıllarca sigaranın zararlı olmadığını, içenlere ve özellikle çevrelerindekilere zarar vermediğini savuna geldi. Bu iddiasını kanıtlamak için sahte bilim adamlarına milyonlarca dolar ödeyip sahte raporlar hazırlattı. Sonunda Amerikan sigorta şirketlerinin sigara yüzünden ödedikleri tazminat ve tedavi masraflarının artmasına isyanı sonucu tablo değişti. Bugün artık sigara şirketleri de kabul ediyor ki, sigara öldürür. Ama bu itiraf geldiğinde iş işten geçmişti. Üstelik şirketlerin bu itirafı hiçbir şeyi değiştirmedi. Üretimlerini gelişmiş ülkelerden azgelişmişlere kaydırdılar. Reklamlarını burada yapıp gençleri zehirlemeyi sürdürdüler. Onlar için mantık rahattı, sigara öldürür, size söylüyoruz, ama siz ölmek istiyorsanız, biz bir şey yapamayız. Şimdi benzer bir durum küresel ısınmayla ilgili olarak karşımızda. Dünyanın tüm önde gelen bilim adamları, küresel ısınmanın tehlikeli boyuta ulaştığını ve 2100 yılında dünyanın yaşanır olmaktan çıkacağını anlatıyor. Ancak petrol şirketlerinin baskısı, hükümetlerin, açıkçası Amerikan yönetiminin herhangi bir adım atmasını engelliyor. 1997 tarihli Kyoto Prokotolü, küresel ısınmaya yol açan sera gazlarını yüzde 5 azaltarak 1990'lardaki seviyesine indirmeyi hedefliyordu. Prokotolü 162 ülke imzalayıp onayladı ama dünyanın en fazla sera gazı üreten ülkesi Amerika imzalamadı. Amerika'nın bu tavrı, Çin, Brezilya, Hindistan gibi hızla gelişmekte olan ülkeleri de cesaretlendirdi ve sözleşmeyi onlar da imzalamadı. İşin garibi, bu tavrın bedelini en ağır ödeyen ülke de Amerika oldu. Kasırgaların sayısı ve şiddeti her geçen gün arttı. Katrina, New Orleans'ı yerle bir etti, geçen hafta da Tennesse eyaleti kurban oldu. Tennesse'de 27 kişi öldü, büyük hasar meydana geldi. Bunun tek sorumlusu var, küresel ısınma. Ancak Amerikan kamuoyu bunun farkında değil, çünkü medya onu bilgilendirmiyor. Peki, Amerika göz göre göre gelen bu tehlikeye neden önlem almıyor? Irak'a neden girdiyse, ondan... Enerji kaynaklarını denetlemek, petrol şirketlerinin karına kar katmak için. Sadece Exxon Mobil'in geçen yılki cirosunun 340 milyar dolar, net karının da 36 milyar dolar olduğunu belirtirsem gerçek daha iyi ortaya çıkar. Petrol, günümüzün en büyük kitle imha silahı. Bush, "cambaza bak" diyerek İran'ı, Irak'ı işaret ediyor ama gerek petrol kaynaklarına hakimiyet için ülkeleri işgal ederek binlerce masum insanın ölümüne yol açıyor; gerekse küresel ısınma konusunda önlem almayarak yine insanların ölmesine neden oluyor (2003'te küresel ısınmanın neden olduğu aşırı sıcaklar nedeniyle sadece Avrupa'da ölen insan sayısı 31 bindi. Küresel ısınmanın Asya ve Afrika'da her yıl 150 bin kişinin ölümüne neden olduğu tahmin ediliyor). Yazının girişinde belirttim. Kapitalizm iyidir ama denetlemezseniz, sizi öldürür. Bazen bombayla, bazen kasırgayla, bazen de aşırı sıcakla...
|