| |
|
|
Sakıp Sabancı öncü girişimcilerin simge ismiydi
Güneydoğu'ya devletin "Yatırım paketleri"yle gitmesini önerenlere, hafta sonunda Kanal7'nin İskele Sancak Programı'na katılan Diyarbakır Valisi Efkan Ala şu gerekçelerle karşı çıkıyordu: - Devlet fabrika yapıp 23 bin kişiye istihdam sağladığı zaman, bölgenin büyük işsizlik sorununa bir çözüm olmayacak bu. Buna karşı devletin fabrikalarına çeşitli kayırma yöntemleri ile alınanlar, geride kalan işsiz büyük çoğunluğun tepkisine neden olacak. Devlet bölgenin altyapı sorunlarını çözsün, bu yeterlidir. Vali Ala konuşurken kelime kelime not tutmadım. Ama Vali'nin söyledikleri özünde böyleydi ve bence çok doğru bir bakış açısını seslendiriyordu. Tabii burada kilit soru da "Özel sektör, devletin yapmaması gereken yatırımları yapacak güçte mi" şeklinde belirleniyor. Bu sorunun cevabı ise, "Evet... Türkiye'de özel sektör nihayet kalkınmanın ve gelişmenin lokomotifi olmak noktasına geldi" şeklinde verilebilir. Ancak bu soruya cevap olarak "Evet" derken, bazı evrensel gerçekleri de göz ardı etmemeliyiz. General Motors'un efsanevi yöneticisi Jack Welch, otobiyografisinde, Hindistan'a yatırım kararı alırken iki soruya olumlu cevap alınca, bu kararı pozitif yönde belirlediğini söyler: - Hindistan'da hukukun üstünlüğü var mı? Hindistan'daki eğitim sistemi, çağın teknolojisine uyumlu genç kadrolar yetiştirebiliyor mu? Yani yatırımı yapacak özel sektörün sermayesinin yerli ve yabancı olması önemli değildir. Önemli olan devletin, bu sermaye için gerekli güven ortamını ve altyapıyı oluşturup oluşturamamış olmasıdır. Türkiye'de yerli sermayenin geçmiş kuşakları, hukukun ve altyapının yeterli olup olmadığına bakmadan, hem kendilerini büyüttüler, hem de ülkelerine büyük yatırımlar yaptılar. Devletin kötü yönetilmesinden ve dünyaya kapalı olmasından kaynaklanan krizlerden yaralanıp çıktılar. Ama neticede bir "Girişimciler Sınıfı" oluştu Türkiye'de. Dün 2'nci ölüm yıldönümünde andığımız Sakıp Sabancı bu ilk kuşak girişimcilerin öncülerindendi. Yabancı sermaye ile ortaklık kurmayı başaran, kazancının bir bölümünü ülkenin kültürüne, eğitimine aktarmayı görev bilen bir girişimci modeline öncülük eden isimlerdendi rahmetli Sabancı. Vehbi Koç-Sakıp Sabancı-Nejat Eczacıbaşı gibi öncü isimler, zengin olmanın ayıp bir şey olmadığını, özel servetlerin de ülkenin zenginliğinin kanıtı olabileceğini Türk toplumuna inandırdılar. Sakıp Sabancı ile yaptığım gezilerde halkın onu popüler bir sanatçı gibi kucaklayıp, bağrına bastığına defalarca tanık oldum. Bugün ise, artık özel sektör çok daha güçlü ve özelleştirmelerle sayısız ekonomik alandan çekilmekte olan kamunun eski görev ve sorumluluklarını da üstlenmiş durumda. Globalleşme sürecinde yabancı sermaye ile ortaklıklar büyük çaplara ulaştı. Ekonomi dünya ile interaktif ilişki içinde. Burada devletin de üzerine düşen görevleri eskisinden daha hızlı ve etkin biçimde yerine getirmesi gerekiyor. Güvenlik, adalet, eğitim gibi alanlardaki beklentiler, devleti yönetenleri öncelikle motive etmelidir. Hukukun üstünlüğü, partizanca siyasetin de üstünde olmalıdır. "Devletin devamlılığı" ilkesi, bireylere ve sermayeye karşı bakış açısında da geçerli kılınmalıdır. Bu gerçekler kamusal bellekte vazgeçilmez bilgiler şeklinde yerleştiği takdirde, özel sektör ülkenin kalkınmasına bundan sonra daha büyük katkılar sağlayacaktır. Sakıp Sabancı'yı 2'nci ölüm yıldönümünde bunları da düşünerek andık.
|