|
|
|
|
|
|
Görevlerim bakımlı olmama engel değil
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu'nu bugüne kadar hiçbir yerde ve hiçbir zaman bakımsız görmedik. Hem yönetici, hem bilim kadını, hem de anne ama hep şık, hep güzel, hep formunda....
Geçen yaz Ayvalık depreminin gerçekleştiği gece 03.00 sıralarında, canlı yayında açıklama yaparken de böyle görünüyordu. O zaman belki çok dikkat çekmedi ama 'güneşin tutulduğu gün' her şeye yakından şahit oldum. Kandilli'nin Manavgat'ta kurduğu özel bölgeye gitmek için sabahın erken saatlerinde şiş gözlerle havaalanında bilet kuyruğundaydık. Antalya uçağında da birlikteydik. Kahve içerek uykusundan kurtulmak isteyenler arasında o, son derece dikkat çekici bir haldeydi. Saçı, makyajı, o gün için özel olarak seçilen kıyafetiyle sabahın ilk saatleri olmasına karşın son derece bakımlıydı. Sonra gün boyu koşturdu; Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'u ağırladı, rasathaneden bilim adamlarıyla brifing yaptı; makyajı ve görünümü bir an olsun bozulmadı. Tutulmanın ardından ölçümler sürdü, o yine aynıydı. Türkiye'nin belki de en bakımlı bilim kadınlarından olan Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, formunu nasıl koruduğunu hakkında en ufak bir sır vermedi; "Hayatım boyunca hep böyleydim" demekle yetindi. Bir kadının kendisine vakit ayırmamasının hiçbir bahanesi olamayacağını söyledi. Kendisiyle güneş tutulmasının ardından teleskoplar arasında konuştuk.
BURCUMU HİÇ OKUMADIM * Gökyüzü bize hep romantik gelir, sizin içinse bir bilim dalı. Bu yüzden yıldızlar, ay, romantizmini yitiriyor mu sizin için? Hayır doğa bana tümüyle hem romantik, hem mistik, hem de ilahi bir güç olarak geliyor. Astroloji benim direkt ilgi alanım değil ama Türkiye'de geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Zaten son üç yılda bu alanda bir hayli yatırım yaptık.
* Burçlarla ilgilenir misiniz, en azından burcunuzu okuma alışkanlığınız var mı? Hayır, hayatımda hiç burcumu okumadım. Hiç ilgimi çekmiyor.
* Kandilli hep deprem olaylarıyla aklımıza geliyor, güneş tutulması daha eğlenceli bir doğa olayı. Bu konuda açıklamalar yapmak sizin için de eğlenceli mi? Evet Kandilli, rasathane denince insanların aklına hemen deprem geliyor. Oysa biz bunun dışında pek çok doğa olayını inceliyoruz. Güneş tutulması tamamen bilimsel olarak çözümlenmiş bir doğa olayı. Hangi saniyede ne olacağını yıllar önceden biliyoruz, en ufak bir sapma olmuyor. Türkiye'den 2030 yılında parçalı güneş tutulması izlenebilecek ancak bu tarz tam güneş tutulması ancak 2060 yılında tekrar görülebilecek. Bunların saniye saniye ayrıntıları şimdiden belirli. Dolayısıyla her şey ince ince ölçümlenebiliyor. Deprem ise bizim için büyük bilinmezliklerle dolu. Gerçekten yer, zaman, büyüklük tanımlanmalarını aynı anda yapmamız mümkün değil. Güneş tutulmasıyla ilgili bu kadar geniş bilgiye sahip olunabileceğini gördükten sonra belki bir gün depremle ilgili de tüm bilinmezler çözülebilir diye düşünüyoruz. Bu bize umut veriyor. Düşünebiliyor musunuz güneş tutulmasıyla ilgili çözümleme yapamamış olsaydık bugün insanları heyecanlandıran bu doğa olayı ne kadar korkunç bir durum olarak algılanabilirdi. Bir anda gece olması, ısının düşmesi insanları ürkütebilirdi. Zaten tarih boyunca da insanlar güneş tutulmalarından korkmuşlar.
* Ama Türkiye'de hâlâ güneş tutulması depremin nedeni olarak görülüyor. Tokat'ta çadırlarda yaşıyorlar. Güneş tutulurken ateş açanlar var. Siz böyle bir korku oluşacağını önceden tahmin ettiniz mi, yoksa bunlar sizi şaşırttı mı? Endişe olacağını biliyordum. Buna hazırlandık. Toplumlar için yaşadıkları tecrübeler hep gösterge olur. Yaşananları halkın zihninden silmek çok zor. Ancak bunun için çalıştık, bazı basın kuruluşlarıyla önceden temasa geçtik, depremin güneş tutulmasıyla ilgili olmadığını açıkladık. Ama bazı uzmanlar deprem ve güneş tutulması ilişkisine yönelik raporlar yayınlayınca korku büyüdü. Tokat'ta insanların yaşadığı korkuyu anlayabiliyorum keşke yardımcı olabilseydim.
ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|