| |
|
|
Teşhir farkı
Ben "Polislerin bu kızları, kadınları teşhir etme hakkı var mı" diye yazınca, Hıncal Uluç'un büyük biraderi Sevgili Öcal Uluç görüşlerini yazıp yollamış. Aynen aktarıyorum: "Sevgili Fatih, yanılıyorsun. Medya bu kadınları 'suçlu' diye ilan etmiyor; onları 'şarkıcı manken' zanneden herkese ne iş yaptıklarını, nereden para kazandıklarını anlatıyor! Üstelik yaptıkları ve büyük paralar aldıkları bu işte, bir bakıma reklamlarını da yapıyor ve pazarlarındaki insan sayısını büyütüyor! 'Bir insanın hangi işi yaparak para kazandığını' yazmak ne zamandan beri 'ayıp' oldu? Bu işi para karşılığı yapmasalardı, haklı olabilirdin; kimse kimsenin özel hayatına karışamaz ve suç olmayan bir işten dolayı teşhir de edemez; bu olayda fark büyük: Para alıyorlar yani 'Biz mankeniz, biz şarkıcıyız' diye hem 'asıl işlerini' saklıyorlar; hem de 'şarkıcıyız, mankeniz' diye, bu işten büyük paralar kazanıyorlar! Daha da kötüsü, şarkıcılığa ve mankenliğe yeni başlamış gençlere kötü örnek oluyorlar; işte gazetecinin görevini ve sorumluluğunu tayin eden de bu! Sevgiler. Öcal Uluç." Öcal Uluç'un sözleri bunlar. Ben tek kelimesine bile katılmıyorum. Üstelik Öcal Abi'nin bildiği detayları da bilmiyorum. Yani bu işten büyük paralar kazanıp kazanmadıkları konusunda bir fikrim yok. Ayrıca bu işi yapıp yapmadıklarını da "kesin" olarak bilmiyorum. Kesin olarak bilmediğim ve bu sadece bir "isnat" olduğu için de bu teşhire karşıyım. Üstelik teşhir edilenlerden biri Öcal Abi'nin kardeşinin, bizim de Hıncal Abimizin yakın dostu, Sweetheart'ı. Acaba Hıncal Uluç, Öcal Uluç'un söyledikleri hakkında ne düşünüyor! Gelelim işin bir başka boyutuna. Bu "işi yaptığı" iddia edilen kadınlar grup halinde emniyete götürülüp, basının önüne atıldı. Peki ya onlarla beraber olduğu iddia edilen, aralarında ünlü futbolcuların, hatta bir de milletvekilinin bulunduğu söylenen erkekler nerede? Onların teşhirini kim engelledi?
|