| |
|
|
Çözmek istemediler ki!
Geçen gün bir yazıda şu cümleyi okudum: "Kürt sorunu en azından 1925'ten beri Türkiye'nin gündemindedir, 80 yıldır çözülememiştir." Evet sorun eski ama... Çözmeye çalışan oldu mu? Cumhuriyetteki ilk Kürt kalkışması 1925'teki Şeyh Sait isyanıydı. Ardından 1930 Ağrı ve 1937 Dersim isyanları geldi. Küçüklü büyüklü 16 isyan sayıyor araştırmacılar. Hangi zaman diliminde? 1925-1938 arasında, yani Atatürk döneminde. Cumhuriyetin kurucuları "Ortada toplumsal bir sorun var... Bu adamların derdi nedir?.. Talepleri nedir?.. Bunlardan cumhuriyetle çelişmeyenleri karşılayalım" diye düşünmedi ki! Devrin havası ' yılanın başını ezme' biçimindeydi. Yani... "Tüfekle, topla, uçakla gidersin. Karşı çıkanı öldürürsün. Sağ kalanları sürersin. Olur biter." 1980'leri hatırlıyorum. Yaklaşım çok da farklı değildi. Sorunu demokratik yollarla, diyalogla, siyasi tedbirlerle, katılımla çözmeye çalışmak yerine şiddet ön plana çıkarıldı. Elinde çekiç olanlar, sorunu 'çivi' olarak görüyor. Elinde silah olanlara göre ise sorun, ateş edeceğin bir 'hedef'. Hiç eline demokrasiyi alan çıkacak mı bu ülkede?
|