2005'te kamu kesimi dış borcu 12.1 milyar dolar azalırken özel sektör borcu 19.9 milyar dolar arttı. Reel kesimin borçları ise yüzde 22 büyüme ve 9.8 milyar dolar artışla 54 milyar dolara yükseldi.
Türkiye bütçesini sağlam tutmasının ve kamu açıklarını azaltmasının mevyelerini toplamaya başladı. İç borçlarda meydana gelen azalmadan sonra kamunun dış borcunda da 2005 yılında kayda değer düşüşler yaşandı. Milli gelir verileri ile birlikte cuma günü dış borç istatistikleri de açıklandı. 2005 yılını kapsaması nedeniyle önemliydi ama sürpriz yapan milli gelir rakamlarının gölgesinde kaldı.
Dış borçta yol ayrımı- Bitişikteki tabloda rakamlar bize şu sonuçlara götürüyor:
*Türkiye'nin 2005'te toplam dış borcu yüzde 4.8 artarak
170.1 milyar dolar oldu. Geçmiş yıllardaki hızlı artışlar artık yok. Milli gelir artışı ise dış borcun çok daha üzerinde gerçekleşti. Bu nedenle toplam dış borcun milli gelire oranı 7 puan birden gerileyerek yüzde 47.1'e indi.
*Ancak asıl iyileşme kamu kesimi dış borcunun azalmasında yaşanıyor. Bunun ayrıntısı tabloda yok. Merkez Bankası'nın 2005'te dış borcu 6 milyar dolar düşüşle 15.4 milyar dolara, kamunun orta-uzun vadeli borcu 6.1 milyar dolar azalmayla 67.7 milyar dolara indi. Sonuçta kamu kesimi dış borcu 12.1 milyar dolar azaldı.
*Zaten bu azalmadır ki, toplam dış borçların milli gelire oranını düşürdü ve sonuçta mutlak rakam olarak artışını sınırlı tuttu. Yoksa kamu dışında özel sektörün dış borcu hızla büyüyor. Finansal kesim ve reel kesim olmak üzere özel sektörün dış borcu 2005'te 19.9 milyar dolar arttı. 86.9 milyar dolarlık orta-uzun vadeli dış borç ile özel sektör, toplam dış borçların yüzde 51.1'ini üstlenmiş oldu. Kamu kesiminin payı da yüzde 48.9'a indi. Bu da son 10 yılda ilk kez gerçekleşen bir durum. Son olarak 1998 yılında özel sektör borçları toplam dış borçların yüzde 48'ine kadar yükselmişti.
*Özel sektör içinde reel kesimin dış borçlanması alabildiğine devam ediyor. Reel sektör dış borcunu küresel finansman olanaklarının genişlediği 2003'te yüzde 8.3 ve 2.8 milyar dolar, 2004'te yüzde 21.4 ve 7.8 milyar dolar, 2005'te de yüzde 22 ve 9.8 milyar dolar artırdı. Sonuçta reel kesimin kısa ve orta-uzun vadeli toplam borcu 53 milyar 955 milyon dalara yükseldi, toplam içinde ilk kez yüzde 31.7'ye çıktı ve dış borçların üçte birine yaklaştı.
Büyümenin bağımlılığı- Dış borçlanmadaki yol ayrımı ortaya koyuyor ki, Türkiye'nin ana problemlerinden biri de finansman kaynaklarının kıtlığıdır. Kamu kesimi açıklarını kıstığında, borçlanmasını azalttığında ve ekonomi özel sektör eliyle büyümeye başladığında, açık özel sektör açığına, borçlanma özel sektör boçlanmasına dönüşüyor. Ya sermaye konusunda kayıp ve kaçağımız fazladır ya da özel sektör bile doğru dürüst kâr edemiyor, kaynak yaratamıyor. Bu da yerli girişimciyi uluslararası rekabetten alıkoyuyor. Tablo aynı zamanda, ister kamu isterse de özel sektör eliyle olsun, büyümenin dış finansmana ne kadar ihtiyaç duyduğunun bir göstergesi. Dışardan kaynak varsa büyüme ve yatırım var, kaynak yoksa her ikisi de yok. Dünya likiditesinde azalma eğiliminin ortaya çıktığı bir dönemde bu gerçek unutulmaya.
Sonuç- "Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır" S.M. Power