|
Hala uykusuzluk çekiyor musunuz?
|
|
Geçen hafta uykusuzluğa karşı bazı bitkisel çözümler önermiştim. Ancak bunların kimyasal uyku ilaçları kadar etkili olmasını beklemeyin..
Geçen hafta uykusuzluk sorununa bazı basit doğal çözümlerden bahsetmiştik. Bu önerileri uyguladığınız halde hala bir gelişme sağlayamadığınızı düşünüyorsanız, biraz sabretmenizi öneririm. Geçen hafta bahsettiğim papatya çiçeği, melissa yaprağı veya lavanta yağı gibi hafif etkili yatıştırıcılar da dahil tüm bitkisel yatıştırıcıların gerçek etkisi ancak 2-3 hafta kullanıldıktan sonra ortaya çıkmaya başlar. İşte diğer "uyku ilaçlarından" en önemli farkı buradadır. Bu nedenle, uyku haplarının kuvvetli etkisine alışanlar daha sonra bitkisel yatıştırıcıları "etkisiz" diye kullanmak istememektedirler. Doğal çözüm önerilerimin hiç birisinin etkisi daha önce kullandığınız uyku hapları" (benzodiazepinler, barbitüratlar vd.) ile karşılaştırılmamalıdır. Yani bitkisel bir ilaçtan istediğiniz zaman 1-2 hap yutup veya 1-2 ölçek içip derin bir uykuya dalmak her zaman mümkün olmayabilir. Bilhassa sorunun ciddiyetine göre, daha etkin bir cevap için belirli bir süre devamlı kullanılması gerekir. Sık sık belirttiğim gibi, "bir sorunu çözmeye çalışırken, bir başka soruna yol açmamak" tedavilerde öngörülen en önemli ilke olmalıdır. Bu ilke, hekimlerin ustası olarak kabul edilen Hippokrat'ın da temel görüşüydü: "Öncelikle hastaya zarar vermeyeceksin". Belki istediğiniz zaman alacağınız bir ilaç ile sorununuzu geçici olarak giderebilirsiniz ama sonunda bir bakmışsınız onsuz yapamıyorsunuz! Yani "ilaç bağımlısısınız". Bağımlılık gelişenler dışında, kişilerin uyku ilacı tercihlerinde göz önüne aldıkları başlıca hususlar; iyi ilaç toleransı, yan etkisinin düşük olması, alkollü içki ve alınan diğer ilaçlarla etkileşmemesi, bağımlılık riski bulunmaması, gün boyu sersemlik veya konsantrasyon (işe yoğunlaşma) zorluğuna yol açmaması, araba kullanma ve diğer günlük faaliyetleri etkilememesi vd. olarak belirtilmektedir. UYKU KALİTESİ DE ÖNEMLİ Uykusuzluk, bilhassa kadınlarda erkeklere göre 2 misli daha fazla görülüyor ve ilerliyen yaşlarda risk artıyor. Uykusuzluğu sadece "uyku süresi" olarak değil, "uykuya dalma zorluğu" ve "uyku kalitesi" ile birlikte değerlendirmek doğru olacaktır. Yani yatınca kısa sürede uykuya dalabilmek ve sabah kalktığında kendini yeterince dinlenmiş, dinç hissedebilmek önemlidir. Bu safhalardan herhangi birinde yaşanan zorluklar her yaş grubundaki fertler için önemli bir sağlık riski oluşturabilmekte; gün boyu yorgunluk, sersemlik ve daha ileri depresyonların ve sosyal sorunların kaynağı olarak gösterilmektedir. Dolayısıyla sorunun ilerlemeden giderilmesi son derece önemlidir. Eğer papatya, lavanta veya melissa kullanılması ile uykunun yukarıda belirttiğim kısımları (uyku süresi, uykuya dalma zorluğu ve uyku kalitesi) üzerinde en az üç hafta kullandıktan sonra herhangi bir gelişme sağlanamamışsa, o zaman diğer seçeneklerin denenmesi düşünülmelidir. Ancak yine de geçen haftaki yazıda bahsettiğimiz ilaç harici önlemlerin uygulanmasına ve papatya veya melissa çayı ve lavanta yağı gibi hafif etkili ilaçların kullanımına tedaviye yardımcı olarak devam edilmesinde yarar görüyorum.
|