|
|
Sevginin gücü paylaşmaktadır
Sevmek ve sevilmek bize enerji veriyor, iştah arttırıyor, sindirimi düzenliyor, rahat uyku uyutuyor. Ancak hepimizin sevgi konusunda kafası karışık. Pek çoğumuz sevgi ile romantizmi birbirine karıştırıyoruz. Romantizmin sevgi ile hiçbir alakası yok. Romantizm, kendinizi bir başkasının varlığı ile tamamlama arzusundan kaynaklanıyor. Psikologlara göre romantik sevgi bağımlılık yapan haplardan farksız. Enerji, canlılık, dirilik, yaşama gücü veriyor. Ancak ilacın etkisi geçmeye başladığında önceki hisleriniz tekrar ortaya çıkıyor, sevginin bittiğini düşünüyorsunuz. Halbuki sadece kurmuş olduğunuz hayal kayboluyor. İşte burada pek çok insan romantizmi başka birisi ile yaşamaya başlıyor. O yüzden de aşk ile acı çekmek hep bir tutuluyor. Hep bir başkasının bize o canlılığı vereceğini düşünüyoruz. Sonra da o romantik duygularımız kayboluyor... Geçen hafta yazmıştım ya verilen söz ile yapılanlar arasındaki uçurumu... Size beklediğiniz ilgiyi kendiliğinden göstermeyince eleştirerek o ilgiyi vermeye zorluyorsunuz karşınızdakini. Kaç kez beraber olduğunuz erkeğe bakıp "bu kadar düşüncesiz, bencil ve ilgisiz olabilir mi" dediniz? Oysa hayatınızdaki erkeği yargılamadan önce anlamaya çalışmalısınız. Onlardan ne istiyoruz? Alaka, destek, güven, sadakat ve samimiyet...
ERKEĞİ DEĞİŞTİRMEMELİ Kabul etmeliyiz ki, biz kadınlar erkeklerle potansiyelleri için beraber oluyoruz. Mesela yeni birisi ile tanıştığımız zaman düşündüğümüz şey: "Hmmm, istediğim erkek olma potansiyeli var, önce bir avucuma alayım, sonra bazı yönlerini değiştirebilirim." Halbuki ne görüyorsak, onu alıyoruz. Unutmamalı ki, erkekler değişime çok sıcak bakmıyorlar. O'nun tüm potansiyelini ortaya çıkarmak için uğraştığınızda en başta bazı gelişmeler görebilirsiniz ama uzun vadede bu gelişme yavaşlamaya başlar. Çünkü O sadece sizi memnun etmek için farklı birisi olarak yaşamaktan sıkılacaktır. En sonunda birgün olmadık bir şeyden damarına basıldığında şöyle bir silkinir. Evet, nihayet ağzı kapalı yemek yemeye başlar, olmadık yerde olmadık şeyler söylemeyi bırakabilir ama bir süre sonra da başka bir kadına kaçabilir. Çünkü aradığı kabul edilmek, beğenilmek, yüceltilmektir. Başka bir kadının bir zamanlar kendi karısının onu gördüğü gibi beğenmesi erkeği dışarı çeker. Ancak erkeğin burada anlamadığı bir şey var. Yeni bir kadınla beraber olduğunda yine aynı çemberin içine giriyor olması.. Halbuki (taa başa dönüyoruz) yeni kadının düşündüğü şudur: "Potansiyeli harika, hele bir avucuma alayım da!.."
Elvan DEMİRKAN
|