"Atama işi skandal oldu"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Merkez Bankası Başkanlığı'na atama konusunun ''skandal'' olduğunu öne sürerek, bunun, Başbakan eliyle yaratılmış, bile bile oluşturulmuş bir kriz olduğunu söyledi. Baykal, ''Buna kriz demek bile güç, ama kendi etti kendi buldu. Sadece kendi bulsa mesele yok, Türkiye buldu. Şimdi bu kriz doğrudan doğruya, made by Tayyip Erdoğan...'' dedi.
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Baykal, Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılacak atamayla ilgili görüşlerini dile getirdi.
Türkiye'de siyasetin hareketlendiğini,
siyasi tartışmaların birden bire ısındığı bir ortama girildiğini anlatan Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da üslubunun değişmeye başladığını, kızgınlığını ve gerginliğini kamuoyuna yansıttığını kaydetti.
Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılacak atama konusunda yaşananları eleştiren Baykal, Türkiye'nin zor ekonomik süreci aşmaya çalışırken önemli bir ekonomik yönetim birimine atama konusunda sorun yaratıldığını söyledi. Merkez Bankası Başkanlığı'nın ölüm ya da istifa sonucu boşalmadığını, yasa gereği 5 yıllık görev sonucunda boşalacağının önceden bilindiğini ifade eden Baykal, sorunsuz halledilmesi gereken bir konunun sorun haline getirildiğini vurguladı.
Yapılanı anlamaya çalıştıklarını belirten Deniz Baykal, ''Süreyya Serdengeçti'nin uygulamalarıyla ilgili bir sıkıntı mı vardı Hükümet'te? Hayır. Peki bir politika değişikliği mi söz konusu? Hayır.O politikaların sürdürüleceğini Hükümetin kendisi söylüyor. Peki o zaman derdin ne?'' diye konuştu.
Merkez Bankası Başkanlığı'na atanacak kişiyle ilgili kararnamenin Bakanlar Kurulu üyelerinden bile gizlenerek hazırlandığını ileri süren Baykal, yapılanın yasaya uygun olduğunu kimsenin iddia edemeyeceğini savundu. Faizsiz bankacılık yapan Albaraka Türk Genel Müdürü'nün Merkez Bankası'nın başına atanmak istendiğini vurgulayan Baykal, ''Neyse ki Cumhurbaşkanı, bu oyunu derhal bozdu'' dedi.
''TÜRKİYE, BÖYLE YÖNETİLİR Mİ?''
CHP lideri Baykal, atama konusunda Başbakan Erdoğan'ı eleştirerek şöyle konuştu: ''Kimi aldatıyorsun? Bakanlar Kurulu'nu, kamuoyunu aldatıyorsun, herkesten saklıyorsun. Ne için? Ekonomik bunalım dönemi yaşanırken, Türkiye'nin en önemli yönetim noktasına yapılacak atama için bu kadar ikircikli, bu kadar tedirgin, bu kadar suçluluk duygusu içinde, bu kadar saklayarak, gizleyerek, emrivakiler oluşturarak, tuzaklar kurarak, bu işi götürmeye çalışıyorsun. Bunun bir anlamı var mı Allah aşkına? Türkiye, böyle yönetilir mi? Cumhurbaşkanı'na kararname gönderiliyor. Kamuoyu, önce kim olduğunu anlamaya çalışıyor, birisi diye düşünürken Cumhurbaşkanlığı açıklamasıyla öğreniyoruz ki o değilmiş. O arada Başbakan, 'bal gibi atarım' diye meydan okuyan konuşmalar yapıyor. Ne oldu? O, bal gibi atama, Cumhurbaşkanlığı'ndan döndü. Ne oldu, 'bunlar ne yapmaya çalışıyor?' diye sadece Türkiye değil, dünya da çalkalanmaya başladı. Le Monde'da yazı çıktı; 'Bunlar,finans sektörünü dinselleştirmek çabasında' diyor. Finansal Times, çok ciddi eleştiriler ifade ediyor. Uluslararası ekonomi kuruluşları, 'Türkiye çok ciddi güven kaybı tehlikesiyle karşı karşıya' diye açıklama yapıyor.
Bütün bunların öngörülmesi imkansız mıydı? Böyle bir entrikacı yaklaşımın bu sonucu doğurması, Türkiye'ye bu kadar zarar vermesi öngörülemez miydi? Peki öngörüldüğü halde, bu riskin göze alınmayı gerektiren hangi esas, hangi düşünce, anlayış vardır? Bu kiminle paylaşılmıştır? Bu Bakanlar Kurulu, kamuoyuyla paylaşıldı mı? Hayır.''
''SKANDAL OLMUŞTUR''
Merkez Bankası Başkanlığı'na atama işinin ''skandal'' olduğunu ileri süren Baykal, ''Çok yanlış olmuştur, Türkiye'ye çok ciddi zarar vermiştir. Bu zararı yaşadık, önümüzdeki dönemde de yaşamaya devam edeceğiz'' dedi.
Baykal, ''durduk yerde bir kriz çıkarıldığını'' belirterek, şunları kaydetti: ''Kriz demekte tereddüt ediyorum. Çünkü kriz öngörülemeyen dinamitlerin sonucunda ortaya çıkan bir bunalımdır. Dış dinamitler vardır, içeride görülmesi mümkün olmayan dinamitler vardır, onun sonucunda bunalım çıkar. Bu, insan eliyle, Başbakan eliyle yaratılmış bile bile oluşturulmuş bir krizdir. Buna kriz demek bile güç, ama kendi etti kendi buldu. Sadece kendi bulsa mesele yok, Türkiye buldu.
Türkiye'ye sıkıntı getirdi. Şimdi bu kriz doğrudan doğruya, Made by Tayyip Erdoğan...Tayyip Erdoğan'ın doğrudan imzasını attığı bu krizi değerlendirirken, bize bir süre önce 'kriz müteahhidi' demiş olduğunu anımsamamak mümkün değil. Biz, 'Türkiye'yi krizlere sürüklüyorsun' diye uyarılar yaptığımız zaman, bize 'kriz müteahhitliği yapıyorsun' diyordu. Ben ne diyeceğim; sen de kriz fabrikatörlüğü yapıyorsun.''
''YÜZÜNE GÖZÜNE BULAŞTIRIYORSUN''
Yapılanın yanlış olduğunu, sağduyunun bu konuda sıkıntı yaşamaması gerektiğini söylediğini belirten Baykal, Erdoğan'ın, aklın, mantığın ve sağduyunun gereğini yaparak tekrar Süreyya Serdengeçti'yi Merkez Bankası Başkanı olarak önermesi gerektiğini bildirdi.
CHP Genel Başkanı Baykal, ''Serdengeçti'yi önerirken de öyle gizli Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, önceden adını yazmadan imza toplayarak değil, açıkça önermelidir'' dedi.
Böyle bir atamanın Türkiye'yi rahatlatacağını ve sıkıntıları ortadan kaldıracağını savunan Baykal, şöyle devam etti:
''Ya politikasını değiştireceğini ilan etsin, yeni politikasına uygun kadrosunu ilan etsin. Böyle bir değişiklik yapmıyorsa, o politikayı götüren Süreyya Serdengeçti'yi tavsiye ediyorum, önersin. Ben bu tavsiyeyi yapınca çok kızıyor, 'sana ne, sen kim oluyorsun, bana akıl verme' diyor. Canım akıl vermeyeyim ama yüzüne gözüne bulaştırıyorsun. Doğru düzgün yapsan mesele yok. İşler iyi gitse, niye akıl verelim. Ama şimdi buna ihtiyaç var. Bunu önerme ihtiyacını hissediyorum. Bir an önce bu kontrol altına alınsın. Türkiye, ciddi güven kaybı sürecinden derhal çekilip çıkarılsın. Bu, Başbakan'ın nasıl gerçeklerden kopuk, kendi bireysel anlayışına göre dayatmacı bir anlayışla, usulü, paylaşmayı, şeffaflığı bir tarafa bırakarak neler olduğunu bilemediğimiz kişisel tercihlerini, anlayışını dayatma konusundaki uygulamasının bir son örneğidir.''
(AA)
|