|
|
|
|
"AKP masonik parti"
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AK Parti'nin ''masonik bir parti'' haline geldiğini öne sürerek, ''Kendi yandaşları arasında özel bir dayanışması, özel bir hukuku olan özel bir anlayışı sahip bir parti haline dönüşmüştür'' dedi.
CHP Parti Meclisi, Genel Başkan Deniz Baykal'ın başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Genel Merkeze 1 saat gecikmeyle gelen Baykal, toplantıda ülke gündemindeki konuları değerlendireceklerini belirterek, salona geçmeden önce gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Yüksek
Disiplin Kurulu'nda savunma yapmak üzere Genel Merkez'e gelen Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin'e destek için yapılan protesto gösterisini anımsatarak, ''Çevre Sokak'a ters yönden giriş yapmak zorunda kaldınız, buna neden olan eylemi nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Baykal, Türkiye'de siyasetin bir değişim geçirdiğini ve bu değişimi herkesin anlaması gerektiğini söyledi. Baykal, ''Kişisel kavgalar sürtüşmeler, alışılmış eski hastalıklı siyaset artık CHP'de hiçbir şekilde etkili olamayacaktır'' dedi. Deniz Baykal, CHP'nin kurumsallaşmış bir parti olduğunu ve yetkili organlarının görev alanları çerçevesinde gerekli kararları alacağını ifade etti.
''AK Parti İstanbul İl Başkanı'nın heyelan nedeniyle boşaltması istenen villasından çıkmak istemediği'' yönündeki haberlerin hatırlatılmasına karşılık Baykal, şunları söyledi:
''AKP il başkanı 'ya devlet bana bir ödemede bulunsun ya da ben burada oturmaya devam edeceğim' demiş. Yani belediyenin, devletin yetkili kurumlarının orada oturulamayacağı yönündeki kararı karşısında çıkmak için kendisine ödeme yapılmasını istemiş. Bugün AKP Türkiye'de iktidarda, televizyonlarda her gün yüreğimizi parçalayan üzüntü verici sahneler görüyoruz. İnsanlar evlerinden çocuklarıyla feryatlar içinde sökülerek çıkarılıyor, onlara ne bir ödeme yapılıyor ne de evlerinde yaşama hakkı onlara tanınıyor. Anlaşılıyor ki, AKP İl Başkanı olunca durum değişiyor.
Bizim anlatmaya çalıştığımız da bu. AKP artık masonik bir parti olmuştur. Kendi yandaşları arasında özel bir dayanışması, özel bir hukuku olan, özel bir anlayışa sahip bir parti haline dönüşmüştür.Türkiye'de standartlar AKP'liler ve diğerleri için olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Yasalar ona göre uygulanmaktadır. Yaşanan bunun çok net açık bir örneğidir.''
MERKEZ BANKASI'NA ATAMA
Baykal, Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılacak atamaya ilişkin sürece yönelik bir soruyu yanıtlarken, ''Merkez Bankası Başkanlığı konusunu AKP yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Merkez Bankası Başkanı adayından Bakanlar Kurulu'nun dahi haberi yok. MİT başkanları bile böyle atanmaz. Abdüllatif Şener, Merkez Bankası Başkan adayının kim olduğunu bilmiyor. Böyle şey olabilir mi? Bakanlar Kurulu üyelerine Merkez Bankası Başkanı konusunda gözü kapalı boş bir kararnameye imza atmak yakışır mı?'' diye konuştu.
Eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görevini ciddiyetle yapan, ülke içinde ve dışında saygınlık oluşturmuş bir yönetici olduğunu ifade eden Baykal, buna rağmen neden bir değişiklik ihtiyacının ortaya çıktığını sordu. Baykal, şöyle devam etti:
''Merkez Bankası Başkanlığı konusunda Başbakan'ın sergilediği tavır, Türkiye'ye çok zarar vermiştir. Bu, her konuda kendisini gösteren bir tutumun bir yansımasıdır. Eğer önerilen ismin Merkez Bankası Başkanı olarak atanması sağlanamıyorsa, zararın neresinden dönülse kardır. Hükümetin makulü yakalayarak, eski Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti'yi yeni bir kararnameyle Çankaya'ya göndermesi gerektiğine inanıyorum. Bu, rahatlatır, sıkıntıyı aşmamıza yardımcı olur. Yapılmamasında hiçbir neden yoktur.''
''ZEKAT HAVUZU''
Baykal, Devlet Planlama Teşkilatı'nın, ''zekat havuzu'' oluşturulması önerisinin hatırlatılması üzerine de Türkiye'de sosyal devletin ortadan kaldırıldığını, insanların korunmasız, desteksiz bırakıldığını, işsiz, yoksul sayısının tehlikeli biçimde arttığını savundu.
Deniz Baykal, ''Böyle bir tablo karşısında bir arayışa ihtiyaç var, ama bu arayışın bu anlayış etrafında yapılmış olması üzerinde ayrıca durulması gereken bir zihniyeti yansıtıyor. Bunlar elbette çözüm değil'' dedi.
İDDİANAMENİN ''VAN-ANKARA BAĞLANTISI''
Baykal, bir gazetecinin, ''Şemdinli iddianamesinin arkasında Başbakanlık Müsteşarı'nın bulunduğuna'' ilişkin iddialarla ilgili sorusu üzerine, şunları kaydetti:
''Başbakanlık Müsteşarı'nın anlayışının, zihniyetinin Türkiye'de laik, demokratik, Cumhuriyet anlayışına saygı gösteren bir anlayış ve zihniyet olmadığı kendi yayınları ve kabulleriyle ortada. Türkiye'de uzun bir süreden beri Cumhuriyet'in birikim ve kazanımlarına karşı topyekün bir saldırı harekatı bilinçli olarak yürütülmektedir. Bu harekatın kurmay planlamasının yapıldığı yerlerin başında Başbakanlık ve Müsteşarlığı geliyor.
Van'daki iddianamenin siyasal niteliği ağır basan bir iddianame olduğu düşüncesindeyiz. Burada sorulması gereken soru; iddianame sadece Van'ın ürünü müdür, yoksa bağlantıları var mıdır? Biz, Van'ın Ankara ile bağlantısı olduğu kanaatindeyiz. Hükümet, açıkça itiraf etmese de herkes biliyor ki, Van iddianamesi dolayısıyla kritik bir güvenlik yetkilisini görevden alıyor. Biz, iddianamenin Ankara bağlantısından kuşku duymuyoruz. Bu bağlantının hükümet tarafından da inkar edilemez bir noktaya gelmekte olduğunu görüyoruz. Burada durur mu bilemem. Ankara'da görevden alınan emniyet yetkilisi ile iddianamenin Ankara bağlantısının tümü değerlendirilmiş olacak mı bilemem.''
''MÜFETTİŞLERİN RAPORUNU BEKLİYORUZ"
Baykal, iddianameyi hazırlayan savcı hakkında Van'da incelemelerde bulunan Adalet Bakanlığı müfettişlerinin raporunu beklediklerini belirterek, heyetin geçen hafta Ankara'ya döndüğüne dikkati çekti.Baykal, ''Böyle bir ortamda, yargı organı tartışmalı bir konumda görevine devam edecek mi, yoksa tartışma yok mu? Gönderilen müfettişler bunu bir an önce kamuoyuna aktarmalıdırlar. Müfettişlerin raporu üzerinde istiareye yatılmasını anlamak mümkün değildir'' diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Baykal, Erdoğan'ın ''İstanbul Sanayi Odası'nda yaptığı konuşmasındaki üslubunun'' hatırlatılması üzerine de ''Bu iyi bir üslup değil, Türkiye yakışan bir üslup değil. Hegemonik ilişki,hakimiyet çizgisinden bakarak yaklaşma anlayışı, demokrasilerde böyle bir anlayış uygun değildir. Bu fırçalamanın geleceği, daha büyük bir fırçalamadır. Milletin Tayyip Erdoğan'ı fırçalamasıdır. Bu fırçalama sandıkta yapılır. İş oraya doğru gidiyor'' dedi. Deniz Baykal, daha sonra PM toplantısına katıldı. Toplantı basına kapalı devam ediyor.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|