| |
|
|
Gösteriyi ararken
Bu satırları Şemdinli' de yazıyorum. Az önce Haber Türk televizyonu İstanbul' dan aradı. Gülgün Feyman' ın yönelttiği sorulardan biri şöyleydi: "Nevruz Kutlamaları'nın siyasete alet edilmesi doğru mu?" Cevap basit: Hoşlanın ya da hoşlanmayın, tüm ideolojiler, siyasi akımlar ve dinler; gelenekleri kullanmıştır. Mesela Hıristiyanlık, bir pagan geleneği olan 14 Şubat'ı, 'Aziz Valentine Günü' adıyla kendisine mal etmedi mi? Benzeri bir durum Nevruz'un da başına geldi. Terör örgütü PKK, Nevruz'u bir güç gösterisi haline getirdi. Yıllar boyu 21 Mart günü olaylar çıkardı, insanları öldürdü, bombalar attı. Bu yıl ise farklı bir Nevruz ile karşı karşıya kaldık. Kutlamalar 'hafta' haline getirilerek yayıldı. Demokratik Toplum Partisi, meşruiyetini sağlamak ve "Kürt grupları ben temsil ediyorum, gerektiğinde benimle masaya oturabilirsiniz" mesajını vermek amacıyla 'mülayim' bir tavır aldı. Mesela Şemdinli'de Nevruz'u 18 Mart' ta kutlamak istedi. 18 Mart'ın Çanakkale Şehitleri'ni Anma Günü olması sebebiyle bu talep reddedildi. DTP de ısrarcı olmadı. Pazar günü Hakkari' de yapılan kutlamalar ise olaysız geçti. Peki DTP ve Nevruz'da eylem yapmayacağını açıklayan terör örgütü sözünde duracak mıydı? Yoksa sağ gösterip, sol mu vuracaktı? Mesela 9 Kasım 2005' te bombalanan ve geçenlerde tekrar açılan Umut Kitapevi' nin 'öcünü' almaya kalkışanlar çıkacak mıydı? Emniyet güçlerinin genel kanısı; 'resmen' izin verilen yerlerde (mesela Van ya da Çukurca ) olay çıkmayacağı yönündeydi. Ama Şemdinli konusunda kuşkular sürüyordu. Bu soruların cevabını aramak üzere, Ankara' dan Göksel Çağlav ve İstanbul' dan Umut Tütüncü ile dün sabah Yüksekova' dan hareket ettik. Yolculuk 'görsel' açıdan olağanüstüydü: Karla kaplı dağlar, bir doğa ressamını kıskandıracak güzellikteydi. Kıvrıla kıvrıla inen bir yoldan görkemli dağların arasındaki Şemdinli'ye vardık. Girişte bir panzer ve çevik kuvvet birimleri göze çarpıyordu. Öte yandan çarşı gayet sakindi. Halk sohbet ediyor, alışveriş yapıyor, işine gücüne bakıyordu. Bu arada Belediye Başkanı Hurşit Tekin ve Umut Kitapevi'nin sahibi Seferi Yılmaz' dan başka Şemdinli'deki 'kemik kadro' Çukurca'daki kutlamaya gitmişti. Yine de Şemdinli diğer illerden getirilen polis güçleriyle desteklenmiş, ayrıca Hakkari'den ambulans yardımı alınmıştı. Eski Nevruzları, özellikle de bombalama olaylarını unutmayan güvenlik görevlileri ise 'ne olur, ne olmaz' havasındaydı. Ancak saatler geçtikçe tedirginlik iyice azaldı. Yüzler gülmeye başladı. Böylece Şemdinli Kaymakamı Altuğ Çağlar ve Taktik Jandarma Sınır Alay Komutanı Jandarma Albay Tacettin Soykök ile yapılan sohbetler 'terör' konusundan, kentin ekonomik ve sosyal sorunlarına kaydı. İtiraf edelim: Dünyanın her yerinde, diğer insanlar için kötü haber, basın için iyi haberdir. (Mesela trafik kazasının olmaması değil, olması haberdir.) Yine de... Eski Nevruzlarda meydana gelen olayları... Apo posterlerinin açılmasını, camların taşlanmasını, bayrak yakılmasını, Atatürk heykelinin yanan otomobilin içine atılmasını düşündüğümüzde Şemdinli'nin sessiz sakin bir 21 Mart geçirmesi bence iyi haberdir! Not: Önümüzdeki cuma günü Van, Yüksekova ve Şemdinli'deki diğer gözlemlerimi size aktarmaya çalışacağım. İstanbul, Ankara ya da İzmir' in dışına çıkmayanlar için ilginç olacağını tahmin ediyorum!
|