kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Böyle gelmiş böyle mi gider?
ŞAKA - Yaşamak

Böyle gelmiş böyle mi gider?

Her gelişmenin bir "Kriz Konusu" na dönüşmesi, Türkiye'deki siyasi yaşamın tedavisi mümkün olmayan hastalığıdır. Buna çare bulunmadığı takdirde, ülkemizin gelişmiş dünyayla her alanda rekabet edecek düzeye ulaşması kolay olmayacaktır. Bütün ülkelerin problemleri var. Dünyanın tek süper gücü ABD, Irak'tan nasıl çıkacağını bilemez durumda. Fransa sanki 1968'e geri dönülmüş gibi, işçiöğrenci gösterileriyle bunalıyor.
Ama biliyoruz ki gelişmiş ülkelerin siyasetçileri problemli konular ülke istikrarını sarsar hale gelince çözüm üretiyor ve o ülkedeki düşünce odaklarının da desteğiyle uzlaşmalar yaratılıyor. Bir sosyo-politik problem bu şekilde kronik kriz konusu haline gelmeden çözümleniyor.
Bu açıdan Türkiye, gelişmiş Batı'dan çok, problemli Ortadoğu'ya daha yakın bir görünümde. Düşünün ki, 1990 sonrasında Sovyetler çöküp dağıldıktan sonra, yarım yüzyıldır katı komünist rejimler içinde yönetilen Doğu Avrupa ülkeleri, anayasalarını, siyasi yapılarını yenileyip, demokrasiye ve serbest pazar ekonomisine geçtiler. Bunların çoğu şimdi hem AB'nin, hem de NATO'nun üyesi.
Türkiye 1949'dan beri Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi, 1952'den beri NATO'nun üyesi ve 1963'ten beri de AB'nin adayı olmasına karşın, hâlâ Batı kurumlarına ve müttefiklerine karşı mahcup bir çekingenlik içinde bakıyor. Hâlâ laiklik konusu da, askersivil ilişkileri de, globalleşmenin yansımaları da, eğitim sistemi de ak ve kara zıtlığı içinde kavgalara neden oluyor.
Demokrasinin özünü oluşturan "Uzlaşma Kültürü" hâlâ teslimiyet, ihanet, taviz gibi kavramların içinde ele alınıyor.
Bir kesim kendileri gibi olmayanların değişmesini beklerken, bu değişimin kendileri için de kaçınılmaz olduğunu kabullenemiyor.
Saplantılar "İlke", klişeler "Prensip" şeklinde algılanıyor. Demokrasi ancak "Bilinçsiz halk" ın, yani kendileri gibi düşünmeyenlerin devre dışı bırakılması halinde kabul edilebilir bulunuyor.
1980 askeri müdahalesinin yaptığı anayasanın o model için üretilmiş kurumları, o müdahalenin yasaklayıp hapse attığı siyasetçiler tarafından kutsanıyor. Sivil siyaset, bir kesim tarafından, "Rejimin tehdidi" biçiminde sunulduğu zaman, buna medya da destek veriyor.
Bilemiyorum. Sürekli kriz beklentisi içinde yaşamak alışkanlığı, toplumsal bir sadomazoşizmden mi kaynaklanmakta? Gerçekten çözümsüzlük ve uzlaşmasızlık, bizim için tek çözüm ve yegâne uzlaşma mı? Hayatımız hep resmi metinlerin şifresini çözerek mi geçecek?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bilinçli seçmen için siyaset bir kavga alanı değildir   / 21-03-2006
 Mesut Yılmaz Anavatan'a dönse bıraktığını bulur muydu?   / 20-03-2006
 Bu memleket bir gün bizim de elimize geçecektir   / 19-03-2006
 Geyikler üzerinde siyaset turizmi   / 18-03-2006
 Sadece askeri kültürümüz mü modernleşecek?   / 17-03-2006
 Unakıtan'a endekslenmiş muhalefet nereye varır?   / 16-03-2006
 Bizi birbirimizden ayıran o kadar çok ortak yanımız var ki...   / 15-03-2006
 Başbakanlık mı Cumhurbaşkanlığı mı daha önemli?   / 14-03-2006
 Toplumu en iyi yansıtan gazete Sabah olmalıdır   / 13-03-2006
 Televizyondan önce gerçek hayat da eğlenceliydi   / 12-03-2006
MEHMET BARLAS
Böyle gelmiş böyle mi gider?
Her gelişmenin bir...
EMRE AKÖZ
Gösteriyi ararken
Bu satırları Şemdinli' de...
SAİT GÜRSOY
İnsanlarımızın geleceği ile oynamayın
Milli Eğitim...
SAVAŞ AY
Diyarbakırlılar aslında ne istiyor?
DiyarbakırTören...
HINCAL ULUÇ
40 yıl sonra yeniden deşilen özel hayat!..
Hikâye...
Kapadokya turu: 0-1
Kapadokya turu: 0-1
Kartal, İstanbul'da 2-0 yendiği Kayserispor'a 1-0 yenilse de turu...
1 milyon $ cepte
1 milyon $ cepte
Yarı finale kalan siyah-beyazlı takım, 450 bin dolar kazandı.
Vekiller savcıyı araştırdı
AK Parti Van milletvekilleri, Org. Büyükanıt'ı suçlayana kadar...
Lagendijk: Başörtü yasağı savunulamaz
Türkiye-AB Karma Komisyonu Eşbaşkanı, Türkiye'de başörtü yasağının...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu