kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ayse Brav @ SABAH
 

Adamlardan çekmemizin sebebi başka kadınlar

İstanbul'da son zamanlarda herhalde herkes bilimum taksi olayından nasibini alıyordur. Sanırım, bunları denetleyen bir kurum falan yok ya da sözde var da bir işe yaramıyor. Bir kere, bilmem kaç model inanılmaz kötü modellere biniyorsunuz. Araba ilerledikçe amortisörlerden falan çıkan gürültü ve sarsıntıları içinizde hissediyorsunuz. Hadi o da yetmedi ya cam, ya kapı çalışmıyor ve arabanın içinde göz gözü görmüyor. Bilimum şarkılar içinde kendinizden geçerken şoförler deseniz bir elinde tesbih, diğer el camdan dışarıda ilerliyor. Tabii bütün bu eziyeti eğer rotanızı şoföre beğendirip taksiye binebilirseniz yaşıyorsunuz. Yani bütün bunları yaşamak için bile şanslı olmanız gerekiyor. Geçenlerde ben de arabamı bir müşteriye gönderdiğim için taksiye binmek zorunda kalıp yaşadım...

KARIM DA BÖYLEYDİ KAÇTI
Efendim, Nişantaşı'ndan bindiğim taksiye gideceğim yeri söyledim, şoför bana dönüp "O yol şimdi çok tıkalı, bu yoldan gideceğim" deyince adamın bıçkın hali karşısında sessizce "Peki" demek zorunda kaldım. Zaten dışarıdaki yağmuru da göz önüne alınca kuzu kuzu oturdum. Derken şoför bana dönüp "Bu hava da niye etek giyiyorsun? Hadi giydin, biraz daha uzun bir şey giysene" demez mi! "La havle" deyip içimden sayıp, "Tamam kardeşim bir daha öyle yaparım" dedim. Ama adam benim terbiyem karşısında hızını alamayıp "İşte hem böyle giyinirsiniz hem de bir tacize falan uğrayınca car car konuşursunuz" diye devam etti... Artık son taşan sabır damlalarımı da toplayıp "Yahu sana ne benim kılığımdan kıyafetimden, sen yoluna baksana" dememle adam başladı söylenmeye. Söylenmek dediysek öyle sessizce falan değil, adeta böğürüyor. "İşte benim karı da böyleydi sonunda kaçtı gitti zaten! Siz bütün kadınlar böylesiniz, hep gözünüz dışarıda.." Böylece adamın karın ağrısını anladık tabii. "Kardeşim senin karın kaçtı diye hırsını bütün kadınlardan mı çıkaracaksın? Ayrıca ben müşteriyim biraz saygılı olsana" dememle zank diye arabayı durdurup "İn aşağı" demez mi! Şimdi kavga etsen, plakasını alsan ne olacak? Yüzlerce kere bu hikaye yaşanmış ve bir sonuç alabilen görülmemiştir. O yüzden kuzu kuzu indim aşağıya. Bir taraftan yağmurda araba bekliyorum, bir taraftan yol ortasında sinirden ağlıyorum... "İşte hep aynı hikaye" dedim. Hepimizin iş ya da özel hayatlarında bu adamlardan çekmemizin gerçek sebebi aslında hep başka kadınlar. Çünkü adamlar geçmişlerinde ya analarından ya sevgililerinden ya da karılarından mutlaka bir acı yaşıyorlar ve maalesef diğer kadınlara karşı hep güvensiz oluyorlar. Her seferinde de "Nasıl olsa bu benim canımı acıtacak, bari o benim canımı acıtmadan ben onunkini acıtayım" diyorlar. Bu erkeklerin ya küçükken annesi babasını terk etmiş ya annesinin üzerlerinde aşırı bir baskısı olmuş...Yani ya anne kompleksleri var ya da daha sonra yaşadıkları ilişkilerinde aldatılmışlar. Yahut da zayıflıklarıyla dalga geçilip egoları ezilmiş. Zaten erkeklerle yaşadığınız bütün ilişkileri gözden geçirirseniz, problemlerin çoğunun anlam komplekslerinden kaynaklandığını göreceksiniz. Mutlu ortamlarda büyümüş, kendiyle barışık, kendine güveni olan problemsiz adamlardan yana genelde hiçbir problem yaşamazsınız. Tabii ki ilişkinin kendi içinde sorunları olabilir ama ben daha büyük iletişim sorunlarından bahsediyorum. Şimdi bunu okuyan erkekler "Kardeşim siz sanki sütten çıkmış ak kaşıksınız da bütün problemler bizden kaynaklanıyor" diyebilir. Ben de onlara "Çok haklısınız biz kadınlar da az değiliz, bir çoğumuz adamların hayatını bazen cehenneme çevirebiliyoruz" diyeceğim. Şimdi benim bütün söylemlerime psikolog olmadığım, yani bilir kişi olmadığım için Hülya Avşar ablamız kızabilir ama onun affına sığınarak nacizane fikirlerimi yazdım işte. Bir kusur ettiysem affola sayın ablam...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ya kızınız oğlunuz olursa...   / 11-03-2006
 Kadınların bilmediği bir erkek lisanı   / 04-03-2006
 Bizde ünlüler hep tribüne oynar   / 25-02-2006
 Ne mutlu aşık olduğu insanla sevişene   / 18-02-2006
 Ülkemden absürt insan manzaraları   / 11-02-2006
 Üç kuruş rating bu rezalete değer mi?   / 04-02-2006
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
AYŞE BRAV
Adamlardan çekmemizin sebebi başka...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Konuşma buzuklukları
Konuşma bozuklukları, özellikle de...
Petrol üzerine dönen oyunların öyküsü
Petrol üzerine dönen oyunların öyküsü
Syriana, güzel ve cesur bir film. Petrolün savaşlara sebep olduğuna...
Toplumda kaybolmuş saf ruhlar
Toplumda kaybolmuş saf ruhlar
Korkuyorum Anne bir komedi filmi ama bildiğimiz bol şamatalı...
Türk mutfağının kendine özgü bir kokusu olmalı
Sevim Gökyıldız profesyonel yöneticilik yaşamına paralel olarak,...
Amerikalılar giremedi Esra Beyaz Saray'da
Aralarında ABD'nin 42. Başkanı Bill Clinton'ın da bulunduğu birçok...
Gençler seslerini Avrupa'da duyuracak
Üniversiteli gençler belli aralıklarla magazinden siyasete her konuda münazara...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.