| |
|
|
Erdoğan partiyi değil kendisini düşünüyor!..
AKP'nin kendi içinde hesaplaştığı Kızılcahamam Kampına damgayı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin vurduğunu artık Sağır Sultan bile biliyor. Partililer, Cumhurbaşkanlığı adı altında aslında kendi geleceklerini tartıştıkları için konu çok önemli.. Şimdi görelim bakalım Manzara-i Umumiye ne?.. Recep Tayyip Erdoğan bütün gücü ile milletvekillerini bir arada tutmaya çalışıyor. Kemal Unakıtan gibi hakkında her gün bir başka yıpratıcı haber ve yorum çıkanlara dahi dört elle sarılmasının sebebi bir çatlağa sebep olmamak.. Bir tek milletvekili kaybına dahi tahammülü yok.. Neden?.. Meclis aritmetiği tam aksini gösteriyor. AKP Meclis'e hâkim. Muhalefet ile arasında dağlar kadar oy farkı var. Recep Tayyip Erdoğan, rahatça birkaç kelle alabilir.. Almıyor.. Alamıyor.. Neden?.. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu oyların her birine şiddetle ihtiyacı var.. Fire veremez.. ..Ve Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı'nı fena halde istiyor.. Neden?.. AKP'nin geleceği sanılanın aksine hiç de aydınlık değil. Bakmayın siz anketlere.. Tehlike dışardan değil, içerden.. Parti tabanı bölünme tehlikesi ile başbaşa.. AKP'nin özünü, temelini oluşturan radikal siyasal İslamcılar, Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini iktidara getiren söylem ve eylemlerden fena halde ayrıldığını ileri sürüyor ve sert eleştiriler yöneltiyorlar. Buna karşılık, AKP'nin Batıya dönük, AB'yi şiddetle arzulayan bir Merkez Sağ Partisine dönüşmesini hedefleyen kesim, ümitlerinin zayıfladığını ileri sürüyorlar. Recep Tayyip Erdoğan, ne İsa'ya, ne Musa'ya yaranıyor açıkçası.. Zaman zaman ödünler vererek iki tarafın da ağzına bir parmak bal çalmaya çalışıyor, ama artık eskisi kadar inandırıcı olmadığını, iki yandan gelen sert eleştirilerle görüyor.. Şimdi buraya dikkat.. Dengeyi uzun süre sağlaması, partiyi bölünmeden elinde tutması zor.. Başbakan olarak iktidarda kalabilmek çok zor, çok çileli, bunaltıcı bir süreç.. Başarı şansı da sisler ardında.. Seçimleri yenileyerek, listelere kendisine yeminle itaat edecekleri koyarak, partiyi toparlayabilir, ama kaç milletvekili çıkaracağı belli değil.. Ya Cumhurbaşkanı'nı tek başına seçmeye yetecek çoğunluğun altına düşerlerse.. Recep Tayyip Erdoğan, bu riski göze alamaz.. Alamıyor.. Neden?.. Çünkü Cumhurbaşkanlığı'nı fena halde istiyor.. Elinde yeterli sayıda oyun bulunduğu bu Meclis'ten Cumhurbaşkanı çıkarsa, önünde, rahat, asude, her türlü siyasal mücadeleden uzak, fevkalade prestijli bir 7 sene olacak. Yedi sene uzun zaman.. Ondan sonra.. Ona o zaman bakarız.. Hele bu badireden bir sıyrılalım, yedi sene kazanalım, sonrası Allah kerim.. Peki, Recep Tayyip Erdoğan'ın hem de çok ustalıklı denge manevralarına rağmen bölünme noktasına doğru giden parti, o liderlikten ayrılıp Çankaya'ya çıkarsa ne olur?. Önde örnekler var.. ANAP'a, DYP'ye ne oldu ise o olur!.. Yani parti çöker!. Recep Tayyip Erdoğan bunun farkında olmayacak kadar deneyimsiz, anlayışsız bir siyasal lider olamaz. Olması düşünülemez.. O zaman bu bile bile ladese niye giriyor?.. Çünkü, AKP umurunda değil.. Benden sonra tufan.. Ben Köşk'e çıkar, yedi yıl keyfime bakarım.. AKP'ye de ne olursa olur!.. Tablo budur!.. Peki AKP Meclis gurubunda bu tablonun farkında olan var mı?.. Var!.. Çünkü kapalı kapılar ardından fısıltılarla konuşuluyor.. Konuşulduğunu biliyorum!..
|