| |
|
|
Kâbus gibi bir film..
HAYIR size tavsiye edemeyeceğim.. Bu defa yeni Dünya gibi, ilginizi çekecek doğa manzaraları, yerli kabilelerin farklı yaşam görüntüleri de yok.. Hafakanlar basar, kara basanlar gelir yanınızda oturur.. Kabuslar içinde kalırsınız.. Tarihin en karanlık filmlerinden biri.. Atilla Dorsay, bu ülkenin en ileri teknikleriyle film gösteren GMall'a haksızlık etmiş.. Film, bu kabus gibi havayı alt bilince yerleştirmek için karanlık çekilmiş.. Hatta onun için zaten Amerika'nın en yaşanmaz iklimine, en karanlık kışına sahip kentlerinden Chicago seçilmiş.. Film, eğer tahammül edebilirseniz müthiş, ama, edemezsiniz.. İki muhteşem oyuncu, Nicolas Cage ve Michael Caine'e rağmen, Fırtınalı Hayatlar (The Weather Man) kolay izlenir bir film değil.. Nerdeyse hiçbir zahmete girmeden yılda 240 bin dolar kazanıyor, Cage.. Başkalarının hazırladığı hava durumunu okumak işi.. Ezber bile değil. Yazı önünden geçiyor, o da okuyor. Ve de yılda 1 milyon dolarlık bir transferin de eli kulağında.. Böyle bir adamın hayatı nasıl kabus olur, nasıl hayatında herşey bu kadar, ama bu kadar ters gider?.. Amerikan Rüyası dediğimiz şey aslında böylesi bir kâbus mudur?.. Filmde altı çizilecek çok güzel laflar var.. İkisini alıntıladım. İkisi de Baba'dan.. Michael Caine oğlu Cage'e nasihat ediyor. "Bilir misin oğlum, zor şeylerle, doğru şeyler genelde ayni şeylerdir. Anlamı olan hiçbir şey kolay değildir. Yetişkinlerin hayatında 'Kolay' yoktur." "Bu boktan hayatta bazı şeyleri çöpe atmalısın!.. "
Dick ve Jane İş Başında (Fun with Dick and Jane) bir başka Amerikan rüyası filmi.. 1977'de Jane Fonda ve George Segal'in oynadıkları ve tutturmadıkları filmi bu defa Jim Carey ele almış, kendini de başrole oturtmuş. Carey'nin abartılı oyunundan hazzetmem.. Onun filmlerine de pek gitmem. Piyasada seyredecek o kadar az film var ki.. Mecburen gittim desem yeridir.. Fena film değil.. Hatta Carey, o bıktıran soygun sahnelerini kısa kesse, kendi sahnelerini gereksiz yere uzatmasa, "Top benim.. Ben santrfor oynarım" demese iyi bile olacak.. Sıradan bir yaşamları olan karı koca, hayatın darbesini aniden yiyip, ekmek bile bulamaz hale gelince, oyunu yanlış taraftan oynamaya karar veriyorlar. Falan filan.. İki Amerikan Rüyası ya da kabusu filmi yan yana oynuyor.. Amerikalılar kendi yaşamlarını fena halde eleştirmeye mi merak sardılar birden, dersiniz?.
|