Doğrular ve yanlışlar...

İlk 45 dakikaya baktığımızda her iki takım adına tribünleri heyecanlandıracak net gol pozisyonları yoktu. Trabzonspor'da İbrahima Yattara gibi bir oyuncunun oynamayışı büyük dezavantajtı. Bir de uzun bir aradan sonra ilk 11'de şans bulan Gökdeniz'in de performansının ne olacağı meçhuldu.
Dün bir kez daha gördük ki Trabzonspor'un temel sorunu iki pası bir arada yapamayışı ve rakipten kazanılan her topu ileriye gelişigüzel vurması. İlk yarıda Trabzon'un iki ön liberosu Hüseyin ve Ferhat'ın savunmanın arasına girmesi yüzünden, orta alanda istediği gibi pas bağlantısını yapan ve iki kenardan da hücum girişimlerinde bulunan takım Galatasaray'dı...

GÖKDENİZ UYAMADI
Trabzon'un iki kenarındaki Lee ve Tayfun ofansif anlamda hiçbir katkı yapmayan iki isimdi. Gökdeniz ilk maçı olması dolayısıyla mücadelenin temposuna ayak uyduramadı. Szymkowiak da kendisinden beklenen oyunu sahaya yansıtamayınca, bütün yük ileride Fatih Tekke'ye kaldı. İlk yarıda bu yüzden Trabzon pozisyon üretmede çok cılız göründü.

TRABZON'UN YANLIŞI
İkinci devre ise bordomavili takımın orta alanı biraz ileriye çıkarak daha iyi pas bağlantısı yapmaya başladı ve Galatasaray kalesinde etkili ataklar üretildi.
Orta alanda yorulan Ferhat'ın yerine Hasan Üçüncü'nün girmesiyle Trabzonspor oyunda üstünlüğü ele aldı ve Gökdeniz'in güzel golüyle de öne geçtiler.
Golden sonra Trabzonspor'un yaptığı en büyük yanlış savunmayı kendi kalesine yakın kurmasıydı. Bu yüzden Galatasaray savunmadan çıkan her topa sahip olarak, Karadeniz ekibinin kalesinde çok yoğun baskı kurdu ve sonuç olarak Necati Ateş ile beraberliği sağladı.
Oyunun son bölümlerinde Trabzonspor, maçı kazanma adına fırsatlar yakaladı... Bordo-mavili ekip özellikle Fatih Tekke ile girdiği gol pozisyonunu değerlendirebilse, dünkü mücadeleden galibiyetle ayrılabilirdi.