| |
|
|
Filistinli Mahmut Derviş
Bunları Filistinli şair Mahmut Derviş yazdı. Sadece bunları değil daha nicelerini. Kırgın, yanık ve isyankar yüreği; bunun gibi nice ölümsüz dizeyi mahir ellerine süzdü o dev ozanın. Derviş'in, kurban olam kalem tutan ellerine dedirtecek şiirleri işte böylece doğdu dünyamıza.
Binlerce defa Bahreyn'deyim ve dünyanın en bahtiyar insanıyım. Çünkü harikulade bir rastlantı sonucu, o büyük şair de burada. Lise çağlarımdan beri kitaplarını, şiirlerini belki bin kez okuduğum adam, Mahmut Derviş de burada yani.
Bahtiyarlık budur Yazdıklarından bir dolu söz belleğime çivi yazılarıyla kazılı. Şimdi onunla aynı yerdeyiz, aynı havayı soluyoruz yaşasın. Dahası da var. Onunla aynı otelde konuk olmak, karşılaşıp tanışmak, kısa ve ayaküstü de olsa sohbet etmek, fotoğraflarını çekmek, omuz omuza durup aynı kareye girmek. Bundan güzel, bundan onur verici, bahtiyar edici ne olabilir ki?
Gözyaşı dediğin Keyif orada da bitmiyor. Bir ara kaldığımız otelin konferans salonunda şairin kendi sesiyle ses verdiği bir kaseti dinliyor herkes. Tadı doyumsuz sözcükler davudi sese teyellenip savrulup adeta raks ediyor salonda. Gürültülü konuşmayı huy edinmiş Arap dostlar başta olmak üzere herkes, çıt bile çıkarmadan dinliyor, hisleniyor.
Arapça bilmeden Yanımdaki koltukta oturan Kuveytli bir kadın yanaklarımdan süzülen yaşları görüp şaşırıyor; - Ağlıyorsunuz?.. - Siz de öyle - Peki Arapça biliyor musunuz? - Bilmiyorum - Şiirleri anlamadan nasıl oluyor da ağlıyorsunuz?
Gerekir mi? Yanıt vermiyorum ama aklıma Gönül Yarası filmi geliyor. İzleyenler anımsar o yakıcı sahneyi. Dünya ( Meltem Cumbul ) ile Nazım ( Şener Şen ) doğum gününde bara giderler. Meltem orada, Aynur'un okuduğu yanık Kürtçe türküyü dinleyip ağlamaya başlar. Şener Şen şaşırır, sorar; - Kürtçe biliyor musun? - Hayır - Peki niye ağlıyorsun? Meltem olağanüstü bir saflık, yalınlıkla cevaplar Şener ustayı: - Bu türküye ağlamak için Kürtçe bilmek mi gerekir?..
|