|
|
Mutluluk ve mutsuzluk
Sanem Çelik-Kudret Sabancı- Esra Akkaya olayının ardından konuşulanları dinleyip, yazılıp çizilenleri okuyunca bir kez daha anladım ki; aşk acı veren bir duygu. Birini mutlu ederken, diğerini mutsuz ediyor. Üstelik mutluluğun ömrünü de kısa tutuyor. En mutlu olduğu anda mutsuzlukla da tanıştırabiliyor insanı... Birini seviyorsunuz örneğin, hisleriniz karşılıklı üstelik seviliyorsunuz yani, sonra birden bir şeyler ters gitmeye başlıyor. Sevdiğiniz ve de mutluluğunuz elinizden kayıp gidiyor. Engel olamıyorsunuz. Ve bir gün anlıyorsunuz ki, aşk ve mutluluk sizi terk etmiş, bir başkasının kalbine misafirliğe gitmiş. Ya da birini seviyorsunuz, hisleriniz karşılıklı üstelik seviliyorsunuz ama sevdiğiniz özgür değil! Evli ya da bağlı, kalbinin yarısı bir başkasında. İkiniz arasında gidip geliyor, o mu siz mi aradığı, tam karar veremiyor. Seçimi zamana, oluruna bırakıyor, kararı sizin vermenizi istiyor bir anlamda. Ya da birini seviyorsunuz, hisleriniz karşılıklı üstelik seviliyorsunuz yani, her şey yolunda derken bir bakıyorsunuz ki kalbinizde yeni bir heyecan. Bir başkasını görünce daha farklı çarpmaya başlıyor. Kafanız karışıyor... Bir yanda yeni, bir yanda eski sevgili. İstiyorsunuz ki, eskisi çekilsin aradan, kendiliğinden, sizi yalnız bıraksın yeni sevgiliyle ya da sorun çıkarmasın. Sizi özgür bıraksın, hesap sormasın. Olmuyor tabii, bir kalbe iki sevgili sığmıyor. Yüzünüze gözünüze bulaştırıyorsunuz her şeyi. Mutluluk yerini mutsuzluğa bırakıyor.
|