Oyunculuk üzerine
Ne diyordu Ahmet Altan bir yazısında: "Tanrı insanlara kendini anlatmak için dinleri, insanı insana anlatmak için edebiyatı yolladı." Sinema da öyle değil mi? İnsanı, insana anlatıyor. Oscar törenlerinde yanılmıyorsam Gregory Peck "Bizler hikaye satıcısıyız" demiş. "Bizler yorumcuyuz" daha uygun geliyor bana. Yorum olmasa bütün güzelsanatlar bir yerde tıkanıp kalmaz mıydı? Resim diyelim; klasik dönemde tabiatı da insanları da renkleriyle, ışığıyla neredeyse üç boyutlu aksettirerek canlı gibi tuvale aktarıp o kareyi ölümsüzleştirmeyi başardılar. Ama fotoğraf makinesi çıkıp da benzer işlemi sanatçının değil de teknolojinin imkanıyla sununca bir tuhaf durum oldu. "Ressamlar gördüklerimizi aynen dondurursak bize gerek yok. Ama sanatçı gördüğünü ve yaşamı olduğu gibi değil tekrar yorumlayarak sunandır" diye (olsa gerek) birçok ekol yaratıp estetik anlayışımıza, bakış açımıza, entelektüel dünyaya yeni ufuklar getirip zenginlikler kattılar. "Ressamdan ressama ne fark var?" derseniz, üslup herhalde. Hani birileri beğenilen bir resme bakar bakmaz bu falancanın fırça darbesi diyebiliyorsa o da sanatçının yıldızlığı... Yıldız Kenter, Genco Erkal, Dilek Türker tek kişilik oyunlarda büyük yıldızlar. Bambaşka bir kulvarda Oya Başar binbir surat... Daha birçok ismi hayranlıkla seyretmiyor muyuz? Bir de yeniler var; hele sinemada ve dizilerde, bizim dönemimizden çok farklı, bilhassa gözleriyle oynayan ve pek çok klişeyi hiçe sayarak doğallık katan oyuncuları çok keyifle seyrediyorum. Ben kendi hesabıma oyunculuğumu hep sorguladım, hep bir arayış içinde oldum ama istediğim gibi bir oyuncu oldum diyemem. Öğrenmek, ilerletmek adına günde üç film izlediğim bile oldu. Birincisi şarkı gibi kulağınızla duyduğunuz melodinin aynısını çıkaracağınızı sanırsınız ama gırtlaktan çıkmaz. Bazen teknikle kulağınızla duyduğunuz sesi diyafram bazen de kafa sesini kullanarak öğretirler ama bir yere kadar. Ama işte orada hiç zorluk çekmeyen bir de kendi yorumunu katarak farklılaştıranlar vardır ki işte o yetenektir.
STAR IŞIĞI "Türkiye'nin Yıldızları" jürisindeki arkadaşlarım Mustafa Altıoklar ve Gani Müjde de yıldız isimler ve otoriteler... Eleştirilerine dikkat edin öğrenecek çok şey var. Yeni oyuncuların seslerini kullanmaları, metindeki gelişmelere göre oyunlarına getirmek zorunda oldukları inişler çıkışlar, mekanı kullanmak gibi... Bense "Türkiye'nin Yıldızı" denince mümkünse bir star seçeceğimizi düşünüyorum. Yani oyunu yüzüne nasıl aksediyor? Gözü en büyük kozu olduğuna göre onu nasıl kullanıyor? Vücut dili rolünü anlatıyor mu? Kısaca öyle yapıyorum yorumumu. Yüzünde bütün duyguları taşıması, duruşu, gülüşü, karizması önemli. Oyunculuğunun düzelebilir yanları varsa, fiziği de düzgünse esas star ışığını arıyorum doğrusu.
KULİS "Portakal var mı?" "Yok" "Elma Var mı?" "Bir tane var" "Olmaz" "Niye?" "Çünkü Durul Hoca, Pınar Altuğ'un yerine çıkıp sürpriz yapacak. Elbisenin içine koyup göğüs yapacağız." Sonuçta iki tane mandalina vardı onlar kondu.
|