| |
Moral kampı
"Hükümet yorgun ve bölünmüş görünüyor. Erdoğan her geçen gün daha da sinirli oluyor. İktidarın popülaritesi geriliyor." Bu cümleler etkin İngiliz gazetesi Financial Times'ın. Erdoğan bugün başlayacak Kızılcahamam kampından yeni bir ruhla çıkmazsa iktidarı zor günler bekliyor. Tabii Türkiye'yi de.
AK Parti'nin bugün başlayacak Kızılcahamam kampı, Erdoğan'ın başbakanlık görevini üstlenmesinin üçüncü yıldönümüne denk geldi. Bu çakışmayı fırsat kabul edip Erdoğan'ın hükümet programından birkaç paragrafı hatırlatmakta yarar görüyoruz: "Artık ülkemize dar gelen yürürlükteki Anayasa yerine, katılımcı ve özgürlükçü yeni bir Anayasa hazırlayacağız. Bu anayasanın hazırlanmasında, kendi fikirlerimiz kadar, muhalefet partilerinin ve tüm toplumsal kesimlerin katılımını en etkin biçimde sağlama çabası içerisinde olmaya söz veriyoruz. Siyasi partileri katılıma açmak, halkın partiler üzerindeki denetim ve etkinliğini artırmak, parti içi demokrasiyi ve şeffaflığı sağlamak ve istikrarı bozmayacak şekilde temsilde adaleti sağlamak üzere, Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları'nı tüm kesimlerin mutabakatıyla değiştirileceğiz." Erdoğan ayrıca refahın nimetlerinin adil dağıtımı", "Yoksulluk ve yolsuzlukla etkin mücadele" ve "Kamu adına görev yapan herkesin yargılanabilmesi için, dokunulmazlık dahil tüm engellerin kaldırılması" taahhüdünde de bulunmuştu. Ne var ki, üç yıl sonra Türkiye hâlâ aynı Anayasa ile yaşamaya devam ediyor. Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları değişikliği gündemde değil. Buna karşılık yolsuzluk iddiaları gündemden hiç düşmüyor. Dokunulmazlığın kalın zırhlarında en küçük gedik bile açılamadı. Gelir dağılımındaki adaletsizlik daha arttı. Nüfusun en zengin yüzde 20'si AB standartlarında yaşıyor, en fakir yüzde 20'si ise GSMH'dan yüzde 6 pay alıyor. Bu rakamlar bizim değil; AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in. Unakıtan'a gönderdiği mektuptan aktardık. O mektupta "Kemal Abi"ye şöyle seslenmişti: "2004'te protesto edilen çek ve senet 1 katrilyon 617 trilyon liraydı. 2005'te ise bu rakam 2.5 katrilyona yaklaştı. En pahalı akaryakıt, en pahalı süt, en pahalı elektrik, en pahalı istihdam vergisi, en yüksek işsizlik, en genç nüfus Peki nereye kadar? Ve de bu koşullar altında, oğlunuzun piyasanın yüzde 90'ına hakim işletmelerine KDV indirimi sağlamayı nasıl içinize sindirebiliyorsunuz?"
Yeni şeyler söyleme zamanı "Bunca başarılı çalışmaya kimsenin menfaati uğruna gölge düşürmeye hakkı olmadığını" söyleyen, "Bu kapı, kimsenin siyasi ikbal kapısı değil, rant kapısı hiç değil" diyen Çömez, bi tespitlerini Erdoğan'a da aktaracak. Belki daha ağır sıkıntı ve eleştirileri kampın basına kapalı kapıları ardında başka milletvekilleri de seslendirecek. Erdoğan gereğini mi yapacak, yoksa "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısını söylemeye mi devam edecek? Bilmiyoruz ama iktidar milletvekillerinin beklenti çıtasının giderek yükseldiğini gözlüyoruz. "Revizyon" istekleri sadece Unakıtan'la da sınırlı değil. Kimileri için "Başarısız", kimileri için de "Yıprandı" dedikleri en az 7-8 bakanın değişmesini bekliyorlar. Ancak Erdoğan'ın sık sık tekrarladığı, ün yeni bir gündür. Yeni şeyler söylemek lazım" cümlesinin sadece lafzına değil, ruhuna da uygun şekilde, yeni bir başlangıç için sinerji yaratması daha çok önem taşıyor. Financial Times'in "Hükümet yorgun. Erdoğan'ın siniri hergün daha da artıyor" diye anlattığı görüntüyü değiştirebilmesi için... 3 yıl önce bugünlerde okuduğu hükümet programındaki hedefleri yakalaması için... AB sürecine yeni reformlarla ivme kazandırması için... İktidarın böyle bir silkinmeye şiddetle ihtiyacı var. Türkiye'nin de.
|