|
|
Derviş nereye koşuyor?
2004 Mayıs'ında Birleşmiş Milletler'in (BM) en önemli görevlerinden Kalkınma Programı (UNDP) Başkanlığı'na gelen Kemal Derviş ile ilgili New York'ta sessiz sedasız çok ilginç bir süreç yaşanıyor. Her ne kadar açıklamalarında "Benim bu süreçle bir ilgim yok. Ben bu göreve yeni geldim" dese de, Kemal Derviş'in ismi BM koridorlarında ve önemli başkentlerde BM Genel Sekreter adayı olarak geçiyor. Ekim ayındaki 61. Genel Kurul'da BM Genel Sekreterliği görevini bırakacak Kofi Annan'ın yerine gelecek isim için rotasyon prosedürüne göre Afrika'dan sonra sıra Asya'da. Bu yüzden, Tayland, Güney Kore ve Sri Lanka şimdiden birer aday gösterdi bile. Bir bölüm ise, sıranın Doğu Avrupa'da olduğunda ısrarlı. Gelin şimdi, bu gelişmelerden sonra genel sekreter adayının önünün açılması için mutlak oluru gereken BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin 'manalı' sözlerine bakalım. Rusya; çok istekli olan Litvanya ve Polonya için "Ben bu ülkeleri istemem' diyor, ama kapalı kapılar ardında da "Türkiye'nin Doğu Avrupa ülkesi olduğunu unutmamak gerekir" gibi çok ilginç bir kulis yapıyor. ABD, rotasyon fikrine tamamen karşı çıkıyor ve "Hak eden seçilir" diyor. Fransa ve İngiltere de, yine üstü kapalı mesajlarla her fırsatta Derviş'in süper bürokrat olduğunu empoze ediyor. Halen BM Genel Kurulu Başkanı olan İsveçli Jan Eliasson'in da adı geçiyor ama, çok zayıf olduğu da BM koridorlarında yüksek sesle konuşuluyor. Türkiye, coğrafi konum olarak 'Batı Avrupa ve Diğerleri' statüsünde, hem de 'Asya' grubuna üye. Yani çift kimliği ile şansı olan iki kıtadan da aday gösterebilme hakkı var. Tabii ki burada atılan her adımda azami dikkat ve sabır gerekiyor. Bu yüzden, Türkiye çok dikkatli ve hiç 'oralı' olmuyor. Nedeni de, şimdi Kemal Derviş'i aday gösteren bir Türkiye, bir çuval incirin berbat olmasına yol açabilir. Çünkü, Derviş Türk kimliği ile, Kıbrıs görüşmelerinde tarafsızlığına sürekli vurgu yapılan BM'ye 'zarar verebilir' diye Rum ve Yunan gibi karşı lobiler tarafından oyundan çıkarılabilir. ABD de çok istemesine rağmen, şimdi Derviş'i gündeme getirirse, dünyada kendisine doğru esen olumsuz havadan dolayı Kemal Derviş'i incitebilir. Ama yıllardır BM'de görev yapan üst düzey isimlere göre, Eylül'den itibaren Türkiye belki de yüzyılda bir yakalayacağı şansa uzanacak ve Derviş gibi bir ismin BM Genel Sekreteri olması lüksü ile tanışacak. Sihirli yol, daimi üyelerin, başta da ABD'nin istemesinden geçiyor. Kalkınma Programı'nın başına gelmesi için ABD'nin gösterdiği çaba hatırlandığında, Rusya, İngiltere ve Fransa'nın olumlu bakışları dikkate alındığında, Ekim ayında Güvenlik Konseyi son anda Türkiye'ye "Hadi, siz de Derviş'i aday gösterin" diyebilir. Kimse açıkça söylemiyor ama asıl gizli plan da bu yönde. Gerisi BM Genel Kurulu'nda zaten alt yapısı yine bu üyelerce hazırlanmış sembolik bir oylamaya kalıyor. New York'ta bir çok kimse zaten Derviş'i bir Türk olmaktan çok, 'dört dil bilen uzlaştırıcı, etkileyici, dün ya bürokratı' olarak görüyor. Yani, kapalı kapılar ardında bir Türk heyecanı şimdiden New York'u sarsıyor.
|