| |
|
|
Bu duvarı badanalamalı mı badanalamamalı mı?
Eleştirmek ne kolay bir iş. Alın ekonomiyi mesela. Eğer niyetiniz eleştirmekse ufkunuz evren kadar açıktır. - Bu cari açık bir yerde patlar... - Bu kadar değerli Türk Lirası ile ihracat yapılamaz... - Reel faiz böylesine yüksekken buraya sadece sıcak para gelir... Böyle başlayan cümleleri sonsuz sayıda kurup, ekonomi yönetimini hallaç pamuğu gibi atabilirsiniz. Kimse bunları söyledikten sonra "Ben yönetimde olsaydım şöyle yapardım" da demez. Nasıl desin ki? Durup dururken devalüasyon mu yapacaksınız? Ayrıca Türk Lirası'nın değerinin pula eşit olduğu dönemlerde ihracat mı patlıyordu? Ya da faizin ve kurun piyasada değil Ankara'da sabitlendiği yıllarımız, krizden krize koşuşma ile geçmedi mi? Dün Osman Ulagay Milliyet'teki köşesinde ne güzel anlatmıştı durumu: - Geçen akşam fikirlerine değer verdiğim dört ekonomist dostumla bir araya geldiğimizde derdimi açtım ve şu soruyu attım önlerine: İçerde ve dışarıda ekonomimize duyulan güveni sarsmadan YTL'deki değerlenmeyi nasıl durdurabiliriz; reel sektörün ve ekonominin önünü açacak bir kur düzeyine nasıl erişebiliriz? İki saat tartıştık, kamu kesiminde de görev yapmış olan ekonomist dostlardan ilginç öneriler geldi ama bunların çoğunun, 'güveni sarsmadan' uygulanması kolay değildi. Mucize çözümü biz de bulamamıştık. O akşam Ulagay ve ekonomist dostlarıyla birlikte olsaydım, bir "Sosyal güvenlik reformu" nun en hızlı biçimde nasıl yapılacağına yorardım beynimi. Bence ekonomi yönetiminin yapmayı geciktirdiği en önemli iş bu. Teşviklerle, sübvansiyonlarla ve havası alınmış TL ile yerli sanayii iç ve dış pazarda Çin rekabetine karşı korumayı önerenler, tsunamiye karşı balıkçı barınağı inşa etmeyi düşünenlerden farklı olamaz. Ama bütün bunlar galiba lafta kalmaya mahkum. Herkes kendi meşrebince durum için "İyi" ya da "Kötü" diyecek. Bu gerçeği de Fehmi Koru yakalamıştı dünkü Yeni Şafak'taki köşesinde: Enflasyon rakamlarının açıklandığı gün Hürriyet haberi "Cüce şubatın yıllık enflasyonu yüksek çıktı. Gıda ve konuttaki yüksek artış, şubatta yıllık enflasyonun yükselişe geçmesine neden oldu", Vatan ise "Döneminin son enflasyon rakamları, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti' yi memnun edecek şekilde, beklentilerin altında gerçekleşti" diye vermiş. Yani Hürriyet okurları "Yükseliyor" diye, Vatan okurları ise "Düşüyor" diye öğrenmişler şubat enflasyonunu... Sonucu Osman Ulagay'dan alıntılayarak bağlayalım: - Türkiye ekonomisine duyulan güveni, geçici olarak da olsa, kaybetmeyi göze alırsanız, YTL' nin aşırı değerlenmesine çözüm bulmak hayli kolaylaşıyor çünkü YTL' nin değerlenmesine yol açan şey, gelen paraya sağlanan getirinin yanı sıra, zaten bu güven faktörü. Siz şu ya da bu nedenle bu güveni erozyona uğratıp sermayenin Türkiye' den kaçması için gerekli ortamı yaratırsanız, YTL' nin değerlenmesini de tersine çevirebilirsiniz. Ancak hemen belirteyim ki bunu yapmak da 5 yıl önce olduğu kadar kolay değil. Bir kere Türkiye' nin konumundaki ülkeler, uluslararası piyasaların gözünde sınıf atladı, ikincisi Türkiye son yıllardaki performansıyla göze girdi. Bu izlenimi silmek ve paranın Türkiye' den kaçacağı ortamı yaratmak için bayağı çaba harcamak gerekiyor.
|