  |
|
Bizim de söyleyeceğimiz var
Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, önceki gün düzenlediği basın toplantısında ağırlıklı olarak Erdemir ile ilgili, kaptan köşkünden çıkmaya niyetleri olmadığını n altını çizerek, OyakArcelor birleşmesi sürecinde bunun rekabet kanununa aykırı olduğunu yazan köşe yazarlarına kendince ince ince mesajlar vermeye çalıştı. Ancak Ulusoy'un konuşmasını iyice analiz ettiğinizde, eleştirdiği köşe yazarları ile aynı noktada olmasına rağmen, uygulaması farklı idi. Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy Erdemir'de Arcelor ortaklığı için 'Rekabet Kurumu'na başvururken tüm ihtimalleri göz önünde bulundurduk. Çıkabilecek her türlü karara (şartlı izin dahil) hazırdık' demiş. O zaman Sayın Ulusoy'a sormazlar mı "madem her türlü karara hazırlıklıydın, neden Rekabet Kurulu kararı için bir gün daha beklemedin?" Sayın Ulusoy'dan beklenen, Arcelor ortaklığı ile ilgili böyle üstü kapalı konuşmalar yapması yerine, Erdemir süreci ile ilgili, karar aşaması dahil olmak üzere bir öz eleştiri yapmasıdır. Nitekim, Erdemir'i kontrol edecek Ataer şirketine yüzde 41 pay ile dünya çelik devi Arcelor'u ortak etmek isteyince, Rekabet Kurumu'nun kurucu başkanlığını yapan biri olarak, yürürlükte bulunan 4054 sayılı kanunun 7. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 1997/1 ve 1998/4 nolu tebliğe göre bu birleşmeye izin verilmesinin zor olduğunu, verilse dahi ancak Arcelor'un Borçelik ortaklığından ayrılması şartı ile izin verilebileceğini bu köşemde siz değerli okurlarımla paylaşmıştım. Konunun uzmanı olarak bu değerlendirmeyi yaparken, amacım Oyak'ı sıkıntıya sokmak değil, aksine Oyak'ın herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamasını sağlamaya yöneliktir. Oyak gibi bir kuruluşun, temsil ettiği değerler nedeniyle, itibarı ve saygınlığı Genel Müdür Coşkun Ulusoy kadar, bizim gibi bu değerlere sevgi ve saygı duyan kişiler tarafından da gözetilmektedir. Kurumu yöneten bazı sivil yöneticilerin hatalı, ya da Oyak gibi güzide bir kuruluşumuzu sıkıntıya sokabilecek yanlış uygulamalarını gündeme getirmek görevimizdir. Nitekim düşüncelerimde haklı olduğum ortaya çıktı. Kaldı ki, Sayın Ulusoy'un bugünkü açıklamasında üstü örtülü de olsa şartlı izne hazır olduklarını ima etmişler. Peki bu sonucu işin başında görüp uyarı görevimizi yapmamızın neresi yanlış? Oyak-Arcelor birleşmesine Rekabet Kurulunca izin verilmesinin rekabet yasasına göre zor olduğunu, ayrıca Erdemir'in halka açık bir şirket olması nedeniyle, Arcelor'un elindeki mevcut Erdemir hisseleri ile birlikte yüzde 25 oranını aştığı gerekçesi ile çağrı yükümlülüğünün doğabileceğini belirtmem üzerine Oyak Genel Müdürlüğü tarafından aleyhime 5 trilyon TL'lik (5 milyon YTL) tazminat davası açıldı. Ancak söylediklerimin doğruluğu dün bizzat Coşkun Ulusoy tarafından teyit edilmiş oldu. Zaten Coşkun Ulusoy tarafından yapılan suç duyuruları ve 5 trilyon gibi çok yüksek miktarda bir tazminat davasının amacı hak aramaktan çok adeta gözdağı vermekti. Beğenmediği görüş sahiplerini yüksek miktarlı tazminat davası ile sindirmeye çalışmaktan başka birşey değildi.
|